Adi Maluliyet ve Aylık Bağlanması

Malul sayılmamaları nedeniyle aylık  bağlanamayanların hukuki yardım almasında fayda olduğunu düşünüyoruz. Konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi almak isteyenler iletişim bölümünde yer alan e-posta adresi ve telefon numaraları vasıtasıyla hukuk büromuzla irtibata geçebilirler.
 
Malulluk ve vazife malullüğü ilgili ayrıntılı makalelere aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz.

 

Emsal Karar 1

5434 Sayılı Kanunun 44 üncü maddesinde yapılan değişiklik öncesinde adi malül olduğu kabul edilen, ancak seçim hakkını sınıf değişikliği yönünde kullandığı için bir başka sınıfa geçirilen davacının, 4699 sayılı Kanunla bu konuda geçici bir düzenleme öngörülmediğinden, 15 yıllık mecburi hizmet hükümlülüğünü tamamlamadan adi malûlen emekli olabilmesi imkanı bulunmamaktadır.  

(AYİM.1.D.28.5.2002;E.2001/1470,K.2002/865)  

Emsal Karar 2

Diskromatopsi rahatsızlığının davacının göreve başladığı tarihte mevcut olduğunun anlaşılmasına rağmen, davacının göreve girmeden öncede sakat (malûl) olduğu kesin olarak ortaya konulamadığından 5434 sayılı Kanunun 44/3’ncü maddesi gerekçe gösterilerek malûl kabul edilmemesi hukuka aykırıdır. 

Somut olayda; davacı uzman erbaş olur raporu ile 14.04.1994 tarihinde uzman erbaş olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinde göreve başlamış, davacı hakkında Erzincan Asker Hastanesinin sağlık kurulunun 28.01.1999 tarih ve 147 sayılı askerliğe elverişlidir raporu, Girne Asker Hastanesi Sağlık Kurulunun 09.03.2004 tarih ve 21 sayılı ulaştırma uzman erbaş olur raporu, Beytepe Asker Hastanesi Sağlık Kurulunun 15.02.2007 tarih ve 727 sayılı Ulaştırma sınıfında uzman erbaş olur raporu, GATA Sağlık Kurulunun 28.01.2009 tarih ve 88 sayılı diskromatopsi teşhisli Türk Silahlı Kuvvetlerinde ulaştırma sınıfında uzman çavuş olarak göreve devam edemez raporu, GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Sağlık Kurulunun 06.03.2009 tarih 271 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde  ulaştırma sınıfında uzman erbaş raporu düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacı 1994 yılında göreve başladığında diskromatopsi rahatsızlığı belirlenememiş, onbeş yıllık görev süresi içerisinde yapılan muayenelerde bu husus tespit edilememiştir. GATA Komutanlığının 28.01.2009 tarih ve 88 sayılı raporunda; İschiara, 100 NUE, HRR testleri ile yapılan muayene sonucu davacıda diskromatopsi tespit edildiği kayıtlıdır. 5434 sayılı Kanunun 44’üncü maddesi uyarınca ilgili hakkında malûliyete ilişkin hükümlerin uygulanmaması için rahatsızlığın sandığa tabi göreve başlamadan önce mevcut olduğunun, Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği hükümlerine göre sakat olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Rahatsızlığın sıklıkla doğuştan olduğu bildirilmiştir. Rahatsızlığın sıklıkla kalıtımsal geçişli olması sandığa tabi göreve başladığı tarihte var olduğunu göstermeye yeterli değildir. GATA Komutanlığının yukarıda yer verilen görüşünde diskromatopsi rahatsızlığının renk görmedeki bozukluğun şiddetinin çok hafif dereceden ağır düzeylere kadar değişik şekilde olabildiği, hastalığın tespitinin çevre hastanelerde renk levhaları ile yapıldığı, hafif düzeyde olan renk körlüklerinin tespit edilemeyebileceği, hastalığın geçmiş yıllarda mevcut olduğunun tespit edilemeyeceği, düzenlenen raporlarda hastalığın muayene esnasında var olup olmadığını belirteceği bildirilmiştir. Hastalığın şiddetine ve çeşidine göre ilgili personelde kendisinde bu rahatsızlığının bulunduğunu fark edemeyebilir. Bu nedenle ilgilinin levhaları ezberleyerek yanıltma yaptığı da ispat edilemez. Davacının göreve başladığı tarihte bu rahatsızlığın davacıda mevcut olduğu davacının göreve girmeden öncede sakat (malûl) olduğu kesin olarak ortaya konulamamıştır. Bu durumda kanunun aradığı şart davacı için oluşmadığından davacının malûl kabul edilmemesinin ve malûliyet aylığı bağlanmamasının hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

 (AYİM 3.D., 22.04.2010; E. 2009/1365, K. 2010/646) 

Emsal Karar 3

Bulunduğu sınıfın sağlık niteliklerini kaybederek sınıfı görevini yapamayacağı sağlık kurulu raporu ile tespit edilen davacının adi malûliyet aylığı bağlanmasını talep etme hakkı olduğundan, davacı her ne kadar re’sen ayırma işlemine tabi tutulmuş ise de; davacı hakkında sırf re’sen ayırma işlemine tabi tutulduğu gerekçesiyle 5434 sayılı Kanunun 39/e maddesindeki 25 yıllık hizmet süresinin aranması hukuken mümkün değildir.

Yapılan incelemede, bulunduğu sınıfın sağlık niteliklerini kaybederek sınıfı görevini yapamayacağı sağlık kurulu raporu ile tespit edilen davacının malûliyetini ve adi malûliyet aylığı bağlanmasını talep etme hakkı olduğu noktasında şüphe yoktur. Davacı evvelce adi malûliyet hakkını kazanmış olduğundan davacıya aylık bağlama ile ilgili hükümler, 25 yıllık hizmet süresini arayan normal aylık bağlanması ile ilgili 39 ncu ve 82 nci maddeler olmayıp Kanunun 44 ve malûl aylığı ile ilgili tespitler içeren 53 ncü maddesidir. Buna göre malûl olduğu tarihte 10 yılı aşkın fiili hizmeti bulunup kendisinden kesenek kesilmiş olan davacı artık bu hakkı elde etmiştir. Zira davacı her ne kadar re’sen ayırma işlemine tabi tutulmuş ise de; ayırma işleminden önce sınıfı görevini yapamayacağı tıbben tespit edilmiştir. Buna malûliyet hakkının bulunması nedeniyle, davacı hakkında sırf re’sen ayırma işlemine tabi tutulduğu gerekçesiyle 5434 sayılı Kanunun 39/e maddesindeki 25 yıllık hizmet süresinin aranması hukuken mümkün değildir. Kanunun 39/e maddesine göre 25 yıllık hizmet süresinin aranması koşulu, haklarında adi malûliyet kararı bulunmayanlar için getirilmiş bir düzenlemedir. Bu düzenlemeye ve 53 ncü maddeye paralel olarak da 82 nci maddede toptan ödemenin hangi hallerde yapılacağı düzenlenmiş; maddenin (c) bendi açıkça haklarında adi malûllük hükümleri uygulananlardan hizmet süresi 10 yıldan az olanlara toptan ödeme yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Davacının hizmet süresinin 10 yıldan fazla olması ve önceden malûliyetini talep etme hakkının bulunması nedeniyle davacıya adi maluliyet aylığı bağlanmaması işlemi sebep unsuru yönünden hukuka aykırıdır. 

(AYİM.3.D., 11.06.2009; E. 2008/859, K. 2009/650) 

Emsal Karar 4

GATA Sağlık Kurulu raporunda ve 24.11.2008 tarihli tıbbi raporda, davacının “Atipik retinitis pigmentosa (Gece körlüğü)” hastalığının genetik bir rahatsızlık olmakla birlikte bulgu vermediği sürece bu hastalığın tespit edilemeyeceği açıklanarak davacının sandığa tabi göreve başladığı 1993 yılında bu hastalığın tespitinin mümkün olamayacağının, hastalığın başlangıçta görme kaybına neden olmamakla birlikte yaşın ilerlemesi ile ortaya çıkmasının mümkün olduğu, hastalığın etkenini kesin olarak söylemenin mümkün olmadığının bildirilmesi karşısında davacının göreve başladığı tarihte bu rahatsızlığın mevcut olduğu kesin olarak ortaya konulamadığından,  5434 sayılı Kanunun malûllüğe ilişkin hükümlerinin davacı hakkında uygulanmamasının hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

(AYİM.3.D., 18.12.2008; E. 2008/854, K. 2008/1371) 

 

  1. Yıldırım onur atik 19-05-2021

    İyi geceler avukat bey, Ben 2013 yılında Ankilozan spondilit tanısı ile Tsk sınıfı görevini yapamaz raporu aldım. Bunun sonrasında sımıf değişikliğini tercih ettim. Bu sürede mecburi hizmet süresi 10 yıldı, fakat sonrasında 2016 yılında mecburi hizmet süresi 15 yıla çıkarıldı. Sorum ; Ben sınıf değişikliğini mecburi hizmet süresi 10 yıl olduğu için kabul ettim. 15 yıla çıkarıldı ve ben hasta olarak çalışmaya devam ediyorum. İdare mahkemesine benim sınıf değişikliğini kabul ettiğimdeki kanun maddesine göre 10 yıl mecburi hizmet süresine tabiydim bir kanun değişikliğiyle beni 5 yıl daha hasta olarak çalışma mecbur kılıyosunuz, emekli olmak istiyorum diye bir dava açabilirmiyiz sizin aracılığınızla, bir emsal karar varmıdır ? Davayı kazanabilirmiyiz. Cevabınız için şimdiden teşekkür ediyorum. 

    • Alptekin & Işık & Özer Hukuk Bürosu @Yıldırım onur atik19-05-2021

      Mevzuatta istifa etmiş sayıldıktan sonra dahi, malullük hakkının saklı olduğu belirtilmektedir. Ancak, sınıf değişikliği yapmış olanlardan özel kanunlarına göre yükümlülük süresine tabi olanlar, bu yükümlülüklerini tamamlamadıkça veya maluliyetlerinin yeni vazifelerine de mani olduğuna dair usûlüne uygun yeniden rapor almadıkça bu haklarını kullanamayacakları belirtilmiştir. Bu hükme rağmen malullük hakkının saklı olması nedeniyle açılmış davalar mevcuttur. Mecburi hizmet süresini tamamlamadan ilişiği kesilen personele, malullük hükümlerinin uygulanması gerektiği yönünde emsal karar bulunmaktadır.

Avukata Sor!


Diğer Başlıklar

Satıştan Kaçınma

Satıcının satıştan kaçınması ile ilgili hükümler 6502 sayılı TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA

28-11-2019

18 yaşından önceki süreler sigortalılık süresinin hesaplanmasında dikkate alınır mı?

Uzun dönem sigorta kolları açısından 18 yaşından önceki süreler sigortalılık süresinin

15-09-2019

Bağlı Krediler

13-09-2019