Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formunda Belirtilen Olumsuz Kanaatler

Emsal Karar

ÖZETİ: Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu niteliği itibariyle kişilerin mesleki geleceklerine, alacakları görevlere ve görev bazında seçilmelerine esas olabilecek sonuç ve etki yaratabilecek özellik taşıması nedeniyle kesin ve yürütülebilir bir işlem mahiyetindedir. 
Davacı, 21 Nisan 2006 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaydına giren dava dilekçesinde özetle: 2005 atama yılında 28 nci Mekanize Piyade Tümeni 28 nci Topçu Alayı 4 ncü Topçu Tabur Komutanlığı kadro görev yerine atandığını, tabur komutanı olarak görev yaptığı süre içerisinde denetlemelerde başarılı olduğunu, başarılarından dolayı sicil amirleri tarafından takdirle taltif edildiğini, ancak 2006 yılı atamalarıyla tabur komutanı olarak görev yaptığı birliğin komutanlığına yeni bir tabur komutanının atandığını öğrendiğini, tabur komutanlığı görevinden alınması nedeninin ise hakkında olumsuz olarak düzenlenen Tabur Komutanlığı Değerlendirme Raporu’nun olduğunu, başarılı bir tabur komutanlığı yaptığı halde hakkında düzenlenen raporun olumsuz olmasının hiçbir dayanağı olmadığını iddia ederek, tabur komutanlığı görevinden alınma ile olumsuz kanaat içeren “Tabur Komutanlığı Değerlendirme Raporu”nun iptalini ve yürütmenin durdurulmasını talep ve dava etmiştir. 
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Daireler Kurulunun 23 Haziran 2006 gün ve E.2006/121 sayılı kararı ile “Yürütmenin Durdurulması İsteminin Reddine” karar verilmiştir. 
Dava, sicil ve özlük dosyalarında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde: Tabur komutanlığına atanmadan önce, sicil üstlerince davacı hakkında olumlu mahiyette “Kıt’a Komutanlığı/Kurum Amirliği Hakkında Anket” formu düzenlendiği, davacının, 2005 yılı atamaları ile KKTC’de konuşlu 28 nci Mekanize Piyade Tümeni 28 nci Topçu Alayı 4 ncü Topçu Tabur Komutanlığına atandığı, davacı hakkında 26 Aralık 2005 tarihinde 1 nci sicil üstünce olumlu kanaat, 31 Ocak 2006 tarihinde ise 2 nci sicil üstünce olumlu kanaatin yanı sıra olumsuz kanaat de içeren “Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu” düzenlendiği, 2006 yılı atamaları ile 28 nci Mekanize Piyade Tümeni 28 nci Topçu Alayı 4 ncü Topçu Tabur Komutanlığına yeni bir tabur komutanının atandığı, davacının ise 28 nci Mekanize Piyade Tümeni 28 nci Topçu Alayı İkmal Kısım Amiri kadro görevine atamasının yapıldığı, davacı hakkında 2006 yılı sicil döneminde 1 nci sicil üstünce “tam nota yakın çok iyi” seviyede sicil notu takdir edildiği, olumsuz ve ilave kanaat belirtilmediği, 2 nci sicil üstünün 1 nci sicil üstü tarafından yapılan değerlendirmelere katıldığı, tabur komutanlığı görevi esnasında davacının 17 Ekim 2005 ve 28 Şubat 2006 tarihlerinde “Topçu Alayı Ağır Silah Atışlarındaki Başarı”, 17 Nisan 2006 tarihinde de “Kara Kuvvetleri Denetlemesindeki Başarı”ya istinaden 1 nci sicil üstünce takdir belgesi ile ödüllendirildiği, mesleki safahatı süresince 2 kez şerit rozet, 1 kez ödül ve 35’den fazla sayıda takdir belgesi ile taltif edildiği, 28.01.1993 tarihinde verilen “3 gün göz hapsi” cezası dışında herhangi bir ceza ve ikazının bulunmadığı görülmüştür. 
Davacı, 28 nci Mekanize Piyade Tümeni 28 nci Topçu Alayı 4 ncü Topçu Tabur Komutanlığı görevinden alınma işlemi ile bu işleme esas teşkil eden olumsuz mahiyetteki “Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu”nun iptalini talep etmektedir. 
Davanın esastan incelenmesine geçmeden önce, “Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu”nun idari davaya konu edilip edilemeyeceğinin irdelenmesi gerekli görülmüştür. 
Dosyası muhteviyatından: Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formunun, personelin tabur komutanlıklarındaki performanslarını değerlendirmek ve müteakiben yapılacak kıta komutanlığı atamaları için personel hakkında daha detaylı bilgiye sahip olmak maksadıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığının 21 Nisan 2003 tarihli emri gereği, atama yönetmeliğinin ve atama yönergesinin ilgili hükümleri gereğince alay komutanlığına atanacak personelin seçimi esnasında diğer birçok kriter ile birlikte kullanıldığı ve tabur komutanlığı yapan tüm personel hakkında görev süresince her yıl ayrı ayrı olmak üzere sicil üstleri tarafından personelin 
disiplini, mesleki bilgi ve becerisi, sevk ve idare yeteneği, birliğinin muharebe gücünü artırmaya katkısı, planlama, yaratıcılık ve muhakeme kabiliyeti, ast ve üstlerle ilişkisi, inisiyatif kullanma, şahsi çıkarlarına düşkünlük, ailesi ile birlikte sosyal yönü, bir üst göreve hazırlık durumu ve diğer konular yönünden el yazısı ile serbest metin halinde ayrıntılı olarak değerlendirmek suretiyle hazırlanan bir form olduğu anlaşılmıştır. 
Doktrin ve yargı kararlarında idari işlem: İdare veya idare adına hareket eden özel hukuk kişilerince, kamu gücü kullanılarak yapılan, doğrudan ya da belli bir süreç içinde, rızaları olsun ya da olmasın kişi veya onlara ait nesnelerin hukuki durumlarını etkileyen, kamusal nitelikli tek yanlı irade açıklamaları şeklinde tanımlanmaktadır. İdari işlemin belirleyici özelliklerinden biri de hukuki sonuç doğurmasıdır İdari işlemin “hukuki etki” unsuru, İdarenin iç işleyişi ile ilgili (içsel hukuki etkiye yönelik) faaliyetleri idari işlemin kapsamı dışında tutmaktadır. Yani hukuki durumlarda herhangi bir şekilde değişiklik yaratmayan bilgi verici, tebliğ edici, daha önce ortaya çıkmış hukuki sonucu tekrar edici, açıklayıcı kararlar, raporlar ve soruşturmalar, hukuki durumlarda değişiklik yaratmaya çalışmadıkları ya da sebep olmadıkları için dışsal hukuki etkiye sahip idari işlem sayılmazlar. Ancak bu tür işlemler, uygulamada hukuki etki yaratıyorsa, idari davaya konu yapılabilecekleri konusunda doktrinde ve içtihatta tam bir görüş birliği bulunmaktadır. 
Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu: Niteliği itibariyle kişilerin mesleki geleceklerine, alacakları görevlere ve görev bazında seçilmelerine esas olabilecek sonuç ve etki yaratabilecek özellik taşıması nedeniyle, kuşkusuz kesin ve yürütülebilir bir işlem mahiyetindedir.  
Bu bağlamda davaya konu “Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu” incelendiğinde: Formun, sicil üstlerince davacının tabur komutanlığına atanması sonrası düzenlendiği, düzenleme kapsamında, 1 nci sicil üstünce olumlu kanaat belirtildiği, 2 nci sicil üstünce olumlu kanaatin yanı sıra olumsuz kanaat belirtildiği ve davacının performansının, formun tanzim tarihinden sonra icra edilecek Kara Kuvvetleri Denetlemesi sonuçlarının da dikkate alınarak 2006 yılı sicil değerlendirilmesinde ele alınacağının ifade edildiği, form içeriğinde belirtilen kanaatlerin davacının liderlik ve komutanlık özelliklerinin belirlenmesine yönelik tespitler olduğu, söz konusu işlemde takdir yetkisinin nesnel ölçütler doğrultusunda, kamu yararı ve kamu hizmet gerekleri göz önünde tutularak kullanıldığı değerlendirilmekle, dava konusu 30.01.2005 tarihli 2 nci sicil üstü “Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu”nun iptali isteminin reddinin gerektiği sonucuna varılmıştır. 
Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formunun incelenmesini müteakip davaya konu “Tabur Komutanlığı görevinden alınma işlemi”nin irdelenmesine geçilmiştir. 
Türk Silahlı Kuvvetleri Personeli (Subay/Astsubay) atamalarına ilişkin olarak, 10.08.1967 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun “Atanmalarda Dikkate Alınacak Hususlar” başlıklı  118 nci maddesinde:  “Subayların ve astsubayların atanma ve yer değiştirmeleri, hizmetin aksatılmadan yürütülmesi esasına bağlı olarak; memleketin ekonomik, sosyal, iklim ve ulaştırma durumları ile kültür ve sağlık durumları ve bunlara benzer yer ve bölge şartları gözönüne alınarak tespit edilecek bölgelere ve garnizonlara aşağıdaki esaslar da dikkat nazara alınarak sıra ile yapılır:  
a) Meslek programları, meslek içi eğitim esasları ve kadro ihtiyacı,  
b) Sağlık durumu,  
c) İdari, asayiş ve zaruri sebepler,  
d) İstekli bulunduğu yerler.”, hükmüne, 
Adı geçen Kanun'un 119 ncu maddesinde de: “Yukarıdaki maddede yazılı esaslar dahilinde bölge ve garnizonların tespiti, bölgelerin ve garnizonların değişen şartlara göre yeniden tespiti, buralarda kalma süreleri, atanma ve yer değiştirmelerde dikkate alınacak sair hususlar Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca hazırlanacak yönetmelik ile tespit edilir.” hükmüne yer verilmiştir. 
Bu hüküm çerçevesinde hazırlanarak 18.12.2005 gün ve 26027 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliği’nin “Atamalarda Dikkate Alınacak Esaslar” başlıklı 14 ncü maddesinde: “Subay ve astsubayların atamaları, hizmetin aksatılmadan yürütülmesi esasına ve hizmet ihtiyacı prensibine uygun olarak aşağıdaki kriterler dikkate alınarak Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından atama yönergelerinde belirtilen garnizonlar arasında sıra ile yapılır. 
a) Meslek programları ve meslek içi eğitim esasları, 
b) Kadro ihtiyaçları, 
c) Kıta hizmeti zorunluluğu, 
ç) Terfi durumu, 
d) Sınıf, branş ve ihtisasları, 
e) Kendisinin, eşinin ve bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının 
     atamaya esas hayati önemi haiz sağlık durumları, 
f) İdari, asayiş ve zaruri sebepler, 
g) Personelin atanma isteğinde belirttiği yerler. ” denilmektedir. 
Söz konusu Yönetmeliğin, “Başarısızlık veya disiplin sorunları nedeniyle yapılacak atama teklifleri” başlıklı 21 nci maddesi: “Görevini gerektiği düzeyde yerine getiremeyecek şekilde başarısız veya disiplinsiz olan personelin atamasının teklif edilebilmesi için; amirlerince uyarılmalı, düzelme sağlanamadığında idari ve yasal tedbirler alınmalı ve yürürlükteki mevzuat usullerine göre belgelenmelidir. Bu tedbirler alınmadan atama teklifinde bulunulamaz.  
Görevine devam etmesi hizmet açısından önemli sakıncalar doğuracak personel için atama dönemine bağlı kalınmaksızın görevden alınma teklifinde bulunulduğunda, bu teklifin gerekçesi atamaya yetkili makama yazılı olarak bildirilir.” hükmünü,  
“Atamada kadronun gerektirdiği niteliklerin dikkate alınması” başlıklı 22 nci maddesi: “Personel atamalarında atama yapılacak kadronun gerektirdiği nitelikler dikkate alınır. İsmen atama teklifinde bulunulmaz.” hükmünü, 
“Garnizon hizmet süresine ve genel atama dönemine bağlı kalınmaksızın atama yapılabilecek haller.” başlıklı 23 ncü maddesi: “Aşağıdaki hallerde, genel atama dönemine bakılmaksızın her zaman atama yapılabilir. 
a) Kendisinin, eşinin ve bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının hayati önemi haiz atamaya esas sağlık durumu ve buna bağlı kadroların boşalması,  
b) Terfi,  
c) İstifa, emeklilik veya ölümden dolayı kadroların boşalması, 
ç) Sicil (sicil notu, sicil tam notunun yüzde altmış (%60)ından 
 aşağı düşen subay ve astsubaylar, öncelikle bulundukları garnizon  
dahilinde, bunun mümkün olmaması halinde garnizon hizmet  
süresine bakılmaksızın diğer garnizonlara, sicil üstleri değişecek  
şekilde atandırılabilirler.), 
d) Sıralı sicil üstlerince görevde verimli olunamadığının 
  saptanması,  
e) Kuvvet veya sınıf değişikliği, 
f) Gördüğü kurs veya öğrenimle ilgili olan boş kadrolara atanma,  
g) Atamayı gerektiren bir eğitime seçilme nedeniyle boşalan  
kadrolara atama veya aynı nitelikli bir eğitimden göreve atanma, 
ğ) Eş veya çocuklarının ölümü, 
h) Görev ihtiyaçları, 
ı) Kilit/kritik kadroların zorunlu boşalması,  
i) Konuş, kuruluş ve kadro değişiklikleri,  
j) Astsubaylıktan subaylığa geçirilmesi, 
k) Diğer idari, asayiş ve zaruri sebepler.” hükmünü, 
“Kritik Bölük Komutanlıkları ile Tabur ve Alay (Deniz, Hava ve Sahil Güvenlikte eşidi) Komutanlıklarına Atama” başlıklı 49 ncu maddesi: “Emsalleri arasında temayüz etmiş olan personelin atamaları, daha üst rütbelerde alacakları muhtemel görevler dikkate alınarak planlanır. Kritik bölük komutanlıkları ile tabur ve alay (deniz, hava, jandarma ve sahil güvenlikte eşidi) komutanlığı görevlerine seçimde, Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının kendi yönergelerinde belirleyeceği diğer şartlar ve personelin hizmet safahatının yanında, yeterlik derecesi de özellikle dikkate alınır. 
Liderlik niteliklerinden zafiyet olduğu belgelenen personel komutanlık görevlerine atandırılmazlar. Komutanlık görevlerinde başarısız olan personel, garnizon hizmet süresinin tamamlanması beklenmeksizin değiştirilir…” hükmünü amirdir. 
Kara Kuvvetleri Komutanlığı atamalarına ilişkin 07 Şubat 2006 tarihli KKY 52-3 (B) Kara Kuvvetleri Subay ve Astsubay Atama Yönergesi’nin 3 ncü Bölüm (Atama Prensipleri)’ünde yer alan  “Kıt’a Hizmeti Esası” başlıklı 7 nci maddesinde:  
a) Teğmen, üsteğmen, yüzbaşı rütbelerindeki subaylar, 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 8/8/1968 tarihli ve 12971 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Subay Meslek Programları Yönetmeliği, 27/12/1998 tarihli ve 23566 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Subay Sicil Yönetmeliği ve Kıta Görevleri Yönergesi esaslarına göre sekiz yıldan az olmamak üzere, mümkün olabilen azami süre kıta görevi yapabilecek şekilde atanır. 
b) Mesleki gelişim evrelerinden geçirilecek her subay nitelikleri uygun olduğu takdirde kendi sınıfının bölük (Kara havacılık ve muharebe hizmet destek sınıfları hariç) veya muadili birlik komutanlığını asgari iki yıl yapacak şekilde atanır. 
c) Muharip ve muharebe destek sınıfı astsubaylar başçavuş rütbesini kazanmadan kurum ve karargâhlarda idari işlerde görevlendirilemezler. 
ç) Kurmay subaylar için Tabur Komutanlığı görev süresi iki yıl olarak uygulanır. Alay ve eşidi birlik komutanlığı idarenin ihtiyacına bağlı olarak belirli sayıda personele bir-iki yıl süreyle yaptırılır.  
d) Kıta Komutanlığı süresini tamamlayan personelin talebi halinde başka bir garnizona atanma isteği değerlendirilir.   
e) Kıta Komutanlığı yapma yeterliliğini kaybettiği belgelenen personel, garnizon hizmet süresi göz önünde tutulmadan görevden alınarak safahatına uygun atanabilir.” denilmektedir.    
Davacının Tabur Komutanlığı görevinden alınarak yerine Top.Yb.Eray PİZİ’nin atanmasına yönelik idari işlemin, davacı hakkında 2 nci sicil üstünce 30.01.2006 tarihinde tanzim edilen olumsuz mahiyetteki “Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu” dayanak alınarak idari ve zaruri sebepler nedeniyle tesis edildiği ifade edilmektedir. Bahse konu form ve davaya konu idari işlem birlikte değerlendirildiğinde: Formda yer alan kanaatlerin tespit mahiyetinde olması itibariyle “Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu”nun iptali isteminin reddine karar verilmesi kanaatine ulaşılmakla birlikte; form içeriğinde belirtilen hususların, kendi başına, bir atama işleminin sebebini oluşturacak nitelikte olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının tabur komutanlığı görevinden alınması işleminde idari ve zaruri sebeplerin oluşup oluşmadığının belirlenmesi önem arz etmektedir. 
Yukarıda belirtilen ölçütler doğrultusunda dava konusu işlem değerlendirildiğinde:  
Davacının, tabur komutanlığına atanmadan önce, hakkında sicil üstlerince olumlu mahiyette “Kıt’a Komutanlığı/Kurum Amirliği Hakkında Anket” formu düzenlendiği, bu kapsamda tabur komutanlığına atamasının yapıldığı,  
Davacının atandığı göreve yönelik olarak, ağır silah atışlarındaki başarıya istinaden 1 nci sicil üstünce 17 Ekim 2005 ve 28 Şubat 2006 tarihlerinde düzenlenen takdir belgeleri ile taltif edildiği,  
2006 yılı Nisan ayı içerisinde icra edilen Kara Kuvvetleri Denetlemesinde eğitim, atış, spor konularında 28 nci Topçu Alayının, davacının komutanlığını yaptığı 4 ncü Topçu Taburu tarafından “çok iyi” seviyede sonuçlar elde edildiği, bahse konu denetlemedeki başarıya istinaden davacının 17 Nisan 2006 tarihinde 1 nci sicil üstünce takdir belgesi ile ödüllendirildiği, 
2006 yılı sicil döneminde davacı hakkında 1 nci ve 2 nci sicil üstünce “tam nota yakın çok iyi” seviyesinde sicil düzenlendiği, düzenlenen sicillerde sicil üstlerince davacı hakkında olumsuz ve ilave kanaat belirtilmediği, göz önünde tutularak, davalı idare tarafından  davacının “Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu“ndaki kanaatlere istinaden idari ve zaruri sebep mevcudiyetinden bahisle tabur komutanlığı görevinden alınması ve yerine Top.Yb….’nin atanması işleminde, takdir yetkisinin objektif, eşit ve adil bir biçimde kullanıldığından söz edilemeyeceği gibi bahse konu idari işlemde idari ve zaruri sebeplerin de oluşmadığı değerlendirilerek, kamu yararı bulunmayan görevden alınma işleminin hukuka uyarlılığından bahsetmek mümkün görülmemiştir. 
Yukarıda açıklanan nedenlerle: 
1. Yasal dayanaktan yoksun bulunan, 2 nci sicil üstü 30.01.2005 tarihli “Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu”nun iptali isteminin REDDİNE, oybirliği ile, 
2. Hukuka aykırı bulunan, “davacının 28 nci Mekanize Piyade Tümeni 28 nci Topçu Alayı 4 ncü Topçu Tabur Komutanlığı görevinden alınması işlemi”nin İPTALİNE, Üyeler Tnk.Kur.Alb.Veli TARAKÇI, Top.Kur.Alb.Ramazan ERDOĞAN ve J.Kur.Alb.Uğur ÖZCAN’ın karşı oyları ve oyçokluğu ile, 
3. Davanın kısmen kabul kısmen de retle sonuçlanmış olması nedeniyle, 1602 sayılı Kanun'un 71 nci maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ½ oranında taraflar arasında paylaştırılmasına, buna göre davacının peşin yatırmış olduğu 65,00 YTL(Altmışbeş Yeni Türk Lirası) harcın ½’si olan 32,50 YTL. (Otuziki Yeni Türk Lirası, Elli Yeni Kuruş)’nin davacı üzerinde bırakılmasına, bu miktarın davacı tarafından peşin yatırılan 65,00 YTL. harçtan mahsubu ile geriye kalan 32,50 YTL. (Otuziki Yeni Türk Lirası Elli Yeni Kuruş) harcın istemi halinde DAVACIYA İADESİNE, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf tutulan idare aleyhine harca hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,  
  
KARŞI OY GEREKÇESİ 
Davacı, 28 nci Mekanize Piyade Tümeni 28 nci Topçu Alayı 4 ncü Topçu Tabur Komutanlığı görevinden alınma işlemi ile bu işleme esas teşkil eden olumsuz mahiyetteki Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formunun iptalini talep etmiştir.  
Kara Kuvvetleri Komutanlığının 21 Nisan 2003 tarihli emri gereği, davacı hakkında 26 Aralık 2005 tarihinde 1 nci sicil üstünce olumlu kanaat, 31 Ocak 2006 tarihinde ise 2 nci sicil üstünce olumlu kanaatin yanı sıra olumsuz kanaat de içeren “Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu” düzenlenmiştir. 
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki askeri okullarda verilen eğitimin temel hedefi, personelin öncelikle lider ve komutan olarak yetiştirilmesi şeklinde belirlenmiştir. Belirlenen 
hedefe yönelik eğitim kıt’alarda da “lider eğitimi” altında sürdürülmektedir. Komutanlık ve liderlik yeteneklerinde oluşacak zafiyet, ehliyetli olmayanların layık olmadıkları rütbe ve makamlara yükselmelerini, dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin yetenekten yoksun kişilerin elinde görevini yapamaz duruma düşmesi sonucunu doğuracaktır. 
Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliği’nin “Kritik Bölük Komutanlıkları ile Tabur ve Alay (Deniz, Hava ve Sahil Güvenlikte eşidi) Komutanlıklarına Atama” başlıklı 49 ncu maddesi: “Emsalleri arasında temayüz etmiş olan personelin atamaları, daha üst rütbelerde alacakları muhtemel görevler dikkate alınarak planlanır. Kritik bölük komutanlıkları ile tabur ve alay (deniz, hava, jandarma ve sahil güvenlikte eşidi) komutanlığı görevlerine seçimde, Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının kendi yönergelerinde belirleyeceği diğer şartlar ve personelin hizmet safahatının yanında, yeterlik derecesi de özellikle dikkate alınır. 
Liderlik niteliklerinden zafiyet olduğu belgelenen personel komutanlık görevlerine atandırılmazlar. Komutanlık görevlerinde başarısız olan personel, garnizon hizmet süresinin tamamlanması beklenmeksizin değiştirilir…” denilmektedir. 
 Yukarıda belirtilen ölçütler doğrultusunda, davacının Tabur Komutanlığı görevinden alınması ve yerine Top.Yb….’nin atanmasına yönelik idari işlemin, davacı hakkında 2 nci sicil üstünce 30.01.2006 tarihinde tanzim edilen “Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu” dayanak alınarak Subay Astsubay Sicil Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak tesis edildiği kanaatinde bulunduğumuzdan, sayın çoğunluğun, davacının 28 nci Mekanize Piyade Tümeni 28 nci Topçu Alayı 4 ncü Topçu Tabur Komutanlığı görevinden alınması işleminin iptali yönündeki kararına katılamadık. 25 Mayıs 2007  
  
(AYİM D. KRL., 25.05.2007; E. 2006/121, K 2007/40) 
 

Emsal Karar 2

ÖZETİ: Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formundaki kanaatlerin, davacının meşru, güncel ve kişisel menfaatini etkileyen kesin ve  icrai  nitelikte  idari  işlem   olduğunun kabulü nedeniyle hukuki değerlendirilmesine geçilmiş olup, Tugay Komutanı tarafından tanzim edilen Tabur Komutanlığı Değerlendirme formunda yer verilen tespit ve değerlendirmeler bakımından da benzer yargıya varılmasının mümkün olduğu, davacının meslek yaşamı boyunca hakkında düzenlenen muhtelif nitelik belgesindeki kanaatlerinde bu sonucu teyit eder nitelikte olduğu, bu suretle Tabur Komutanlığı Değerlendirme formunun davacının tabur komutanlığı görevindeki başarısını belirleyen objektif bir belge olmaktan uzak olduğu, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı olması nedeniyle iptal edilmesi gerektiği kabul ve sonucuna varılmıştır.   
Davacı 08.04.2005 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaydına geçen dava dilekçesi ile özetle: Topçu teğmen olarak 1985 yılında Kara Harp Okulundan mezuniyetini müteakip yaklaşık 8 ay Topçu ve Füze Okul Komutanlığında Subay Temel Kursuna iştirak ettiğini ve her iki okuldan aldığı askeri bilgi ve terbiye ile değişik topçu birliklerinde görev yaptığını, söz konusu değerler gereği, her zaman sıralı komutanlarından emir alma yerine öngörüde bulunarak birliğinin en iyi seviyeye ulaşması yönünde gayret ettiğini, bu konudaki samimi gayretlerinin başarıyla sonuçlanması sonucu sıralı komutanları tarafından takdir edilerek üsteğmen rütbesinde olmasına rağmen 1991 ve 1993 yıllarında tümen ve müteakiben tugay karargahlarında sırasıyla plan subayı, ordudonatım ve istihbarat şube müdürü olarak görevlendirildiğini, yine aynı dönem içinde OHAL Bölgesine görevlendirilen 189 ncu Piyade Alayı 3 ncü Piyade Taburu 9 ncu Piyade Bölük Komutanı olarak atandığını ve anılan bölüğü en iyi şekilde göreve hazırladığını, daha sonra görev yaptığı batarya komutanlığı döneminde de hizmet anlayışı nedeniyle hem tabur hem de tugay komutanının sevgi ve takdirlerine mahzar olduğunu, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığında görev yaptığı dönemde Mart 2004 ayı içinde son beş yıllık sicillerinin tam olduğunu, aynı yıl Mart 2004 ayı içinde yapılan yurt dışı görevlendirme emrinde Amman Askeri Ataşesi olarak atandığını, Lüleburgaz’da bulunan 3 ncü Mekanize Piyade Tabur Komutanlığı görevine 26 Temmuz 2004 tarihinde başladığını ve özellikle eğitim, spor ve bakım konularında tespit ettiği eksiklikleri giderecek şekilde bir plan yaparak 02 Nisan 2005 tarihine kadar mesai mefhumu gözetmeksizin çalıştığını, ordu komutanı tarafından şahsı ve bazı personelin saat ve kalem ile ödüllendirildiğini, tugay komutanı tarafından yazılı olarak takdir edildiğini, 3 ncü Mekanize Piyade Taburunu Aralık 2004 ayı içinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı denetlemesine tabi olduktan sonra Ocak 2005 ayı başından itibaren NATO Harekata Hazırlık Denetlemesi için hazırlığa başlandığını, altı aylık bir hazırlık döneminin ilk üç aylık hazırlık döneminde bizzat yer aldığını, netice olarak 3 ncü Mekanize Piyade Taburunun hem 23-24 Nisan 2005 tarihleri arasında yapılan ilk denetlemede, hem de 16-17 Haziran 2005 tarihleri arasında yapılan asıl denetlemede en iyi tabur seçildiğini, taburun başarılı olması için, "Yurtdışı Sürekli Göreve Hazırlık Kursları"na katılmak amacıyla ayrıldığı 02 Nisan 2005 günü saat 17.00'a kadar mesai mevhumu gözetmeksizin çalıştığını, ancak tugay komutanın şahsi tutumu dolayısıyla uzun yıllar Türk Silahlı Kuvvetlerine şerefle hizmet etmiş bir subay olarak, devir teslim töreni dahi yapmadan birliğinden ayrılmak zorunda kaldığını, yurt dışına atandığı için kaçan konumdaki bir personele her şey mubahtır mantığının nasıl uygulandığını gösteren bu acı örneğin etkisinden ülkesini, vatanını ve askerlik mesleğini yaşam tarzı olarak benimsemiş bir subay olarak hala kurtulamadığını, 08 Ağustos 2005 tarihinden itibaren Amman Askeri Ataşesi olarak görev yaptığını, yayımlanan kıdem sıra kitabına göre sicil bakımından oldukça geriye gittiğini tespit ettiğini belirterek, 
safahatının incelenmesi sonucu 2005 yılında tanzim edilen "Tabur Komutanlığı Değerlendirme Raporu" ile, 2005 yılındaki 1 ve 2 nci sicil üstleri sicil ve kanaatlerinin objektif olarak verilip verilmediğini, "Tabur Komutanlığı Değerlendirme Raporu" dahil şayet olumsuz not ve kanaat verilmiş ise bunu haklı kılabilecek makul ve kabul edilebilir somut bir neden, bilgi ve belge öne sürülüp sürülmediğini, bu maksatla yapılacak değerlendirmede: Tugay komutanı tarafından verilmiş olan takdirdeki ifadeler ile, 3 ncü Mekanize Piyade Taburunun "NATO Harekata Hazırlık Denetlemeleri"nde almış olduğu derecelerin göz önünde bulundurulmasını ve sonuç olarak çelişki bulunması halinde "Tabur Komutanlığı Değerlendirme Raporu" ile 1 ve 2 nci sicil üstleri sicil ve kanaatlerinin iptal edilmesini, yargılamanın duruşmalı yapılmasını talep ve dava etmiştir. 
Davacının duruşma talebi üzerine 17.11.2006 günü saat 09,30’a duruşma günü verilmiş, duruşma davetiyesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olması nedeniyle, yeniden duruşma günü verilmesine karar verilmekle birlikte davacının Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaydına 21.11.2006 tarihinde giren dilekçesi ile duruşmadan feragat ettiğini bildirmesi üzerine, 22.12.2006 tarihinde yapılan görüşmede duruşmanın yapılmamasına ve dosyanın esasının incelenmesine karar verilmiştir. 
Dava ve özlük dosyasının incelenmesinde: Davacının 1985 yılında Kara Harp Okulundan mezun olduğu, 2000 yılı atamalarında Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Başkanlığındaki görevine atandığı, Mart 2004 tarihinde 01.08.2005 tarihinde başlamak üzere Amman Askeri Ataşesi olarak atandığı, 2004 yılı genel atamalarında 65 nci Mekanize Tugayı 3 ncü Tabur Komutanlığına atandığı ve bu görevine 26.07.2004 tarihinde katıldığı, 21.11.2004 tarihinde tugay komutanı tarafından 1415.10.2004 tarihleri arasında yapılan Ordu Denetlemesi ve 02-04.11.2004 tarihleri arasında yapılan TGK Arazi Tatbikatı nedeniyle yazılı olarak takdir edildiği, Kara Kuvvetleri Komutanlığının 21.04.2003 tarihli emri gereği tugay komutanı tarafından 02.01.2005 tarihinde “Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu”nun doldurulduğu, davacının 02.05.2005 tarihinde Yurtdışı Sürekli Görev Hazırlık Kursuna katılmak üzere tabur komutanlığı görevinden ayrıldığı, 01.08.2005 tarihinde Amman’a gittiği, 24.11.2005 tarihinde kıdem sırasını öğrendiği ve 01.02.2005 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde davasını açtığı, davacının tüm meslek yaşamı süresince 59 adet takdir, ödül ve şerit rozet ile taltif edildiği, herhangi bir ceza ya da ikazının bulunmadığı, sicil notlarının genelde mükemmel ya da mükemmele yakın çok iyi seviyede gerçekleştiği, davacının iptalini talep ettiği 2005 yılı 1 nci ve 2 nci sicil üstleri sicil notlarının çok iyi seviyesinin orta düzeylerinde olduğu ve herhangi bir olumsuz kanaatin belirtilmediği, meslek yaşamı boyunca iki sicilinin dava konusu edilen sicil notundan daha düşük olduğu anlaşılmıştır.  
Dava konusu uyuşmazlığın 2005 yılı 1 ve 2 nci sicil üstleri sicil notları ve olumsuz kanaatler ile Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formundaki olumsuz kanaatlere ilişkin olması nedeniyle öncelikle 2005 yılı 1 nci sicil ve 2 nci sicil üstlerince takdir edilen sicil notları ve olumsuz kanaatlerin hukuka uyarlılığı yönünden değerlendirme yapılmıştır. 
Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin yerleşik nitelik kazanmış kararlarında yer verildiği üzere, sicil üstleri emri altındakiler hakkında sicil düzenlerken, üstlük ve komutanlığın en önemli ve özel yetkilerinden birini kullandıklarının ayırdında olarak sicil 
belgesindeki nitelikleri tam ve tarafsızlık, adalet ve vicdani kanaatle değerlendirmekten sorumludur. Sicil üstlerinin kabul edilebilir nedenlere dayanmaksızın astlarının istikrarlı olan ve yüksek seviyede gerçekleşen sicil eğiliminden ani ve açık bir sapmaya yol açacak ve safahatıyla çelişecek bir şekilde not ve kanaat belirtmeleri durumunda takdir yetkisinin hukuka aykırı kullanıldığından söz edilebilir. 
Bununla beraber, sicili üstünün yazdığı olumsuz kanaatlerinin dayanağının sicil üstünce somut surette belgelendirilmesi zorunluluğu vardır. Örneğin “aşırı menfaatine düşkündür”, “verilen görevleri yapmaz” “alkoliktir”, “sosyal değildir” gibi kanaatlerin somut kanıtlarının sicil üstünce sicil belgesine eklenmesi hukukun gereğidir. Olumsuz kanaatlerin kanıtlanmasında ispat külfeti sicili düzenleyen sicil üstüne aittir. Bilindiği üzere, çoğu kez bir tek olumsuz kanaat bile o personelin tüm mesleki geleceğini ve yükselmesini olumsuz surette etkileyebilir. O nedenle sicil üstlerinin bu tür sicilleri yazarken son derece duyarlı olması ve objektiflikten ayrılmaması hukuken zorunludur. 
Askerlik müessesesinde her türlü yükselme, taltif, yurtiçi ve yurtdışı kurs, öğrenim ve görevlendirmelerde personelin sicilleri büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle sicil üstleri üstlük ve komutanlığın en önemli özel yetkilerinden olan sicil verme yetkisini kullanırken mutlaka objektif olmak durumundadırlar. Ayrıca her ne kadar sicil işlemlerinin idarenin diğer işlemlerine göre takdir yetkisinin daha yoğun olarak kullanıldığı işlemler grubunda olması ve Anayasanın 125/4 ve 1602 sayılı Kanunun 21/2 nci maddelerinde belirtildiği üzere, takdir yetkisini ortadan kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği göz önünde tutulsa da burada denetlenemeyecek olan husus hukuka uygun kullanıldığı tespit edilen takdir hakkı olup bu hakkın hukuka aykırı ve yanlış kullanıldığının anlaşılması halinde, idarenin sicil tanzimi konusundaki takdir yetkisi de denetlenebilecektir. 
Diğer taraftan, sicil üstleri sicil düzenledikleri astları hakkında her sicil döneminde, önceki yıllara ait sicil notları ve kanaatleri ile bağlı olmaksızın, personelin görevinde gösterdiği çalışma düzeyini bağımsız surette takdir etmek ve değerlendirmek, objektif ve yansız surette sicil düzenlemek görev ve yetkisiyle donatılmıştır. Aksi görüşe itibar edilirse o zaman sicil üstünün sicil verdiği personelin o sicil dönemindeki çalışma seviyesini gerçeklere uygun surette değerlendirmesi olanağı kalmamış olur ki bu durum sicil müessesine ait kamu yararı ilkesine aykırı olur.  
Sicil işlemlerindeki hukuka aykırılığın kendisini gösterdiği durum ise uzun yıllar boyunca belirgin bir çoğunlukta çok yüksek sicil notları ve olumlu kanaatler ile takdir edilen personelin, genel gidişata ve uygulamaya istisna teşkil edecek biçimde ve göze çarpacak nitelikte, ayrıca birden bire düşüşü açıklayan makul nedenler öne sürülmeksizin düşük sicil notları ile takdir edilmesi ve hakkında olumsuz kanaatlerin belirtilmiş olmasıdır. 
Bu açıklamalar ışığında davacının durumu incelendiğinde: Davacının 2005 yılı 1 nci ve 2 nci sicil üstlerinin verdikleri sicil notlarının çok iyi seviyenin orta düzeylerinde olduğu, ayrıca herhangi bir kanaat belirtilmediği, 2005 yılı sicil notunun sicil alma eğitimi alt limitinden yüksek olduğu, meslek yaşamı boyunca iki sicilinin dava konusu edilen sicil notundan daha düşük olduğu, davacının söz konusu sicil notlarının genel sicil eğilimi ve safahatı ile uyumlu olduğu, sicil notları ortalamasında ani ve açık bir 
düşüşe neden olunmadığı, sicil notlarındaki birkaç puanlık düşme ya da yükselmenin sicil üstlerinin takdir alanına tekabül ettiği ve her sicil yılının da ayrı ayrı değerlendirildiği, bu hususların yanı sıra dava konusu edilen sicil yıllarında sicil üstlerince takdir hakkının objektif kullanılmadığına dair açıkça somut bir kanıt ve neden de bulunmadığı değerlendirildiğinden bahse konu 2005 yılı sicil işlemlerinin hukuka uygun olduğu sonucuna varılmıştır. 
Dava konusu diğer uyuşmazlığı oluşturan Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formunun davalı idarenin savunma ekinde gönderilen gizli gizlilik dereceli yazıda, personelin tabur komutanlıklarındaki performanslarını değerlendirmek ve müteakiben yapılacak kıta komutanlığı atamaları için personel hakkında daha detaylı bilgiye sahip olmak maksadıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığının 21 Nisan 2003 tarihli emri gereği hazırlandığı ve atama yönetmeliğinin ve atama yönergesinin ilgili hükümleri gereğince alay komutanlığına atanacak personelin seçimi esnasında diğer birçok kriter ile birlikte kullanıldığı ve tabur komutanlığı yapan tüm personel hakkında görev süresince her yıl ayrı ayrı olmak üzere sicil üstleri tarafından personelin disiplini, mesleki bilgi ve becerisi, sevk ve idare yeteneği, birliğinin muharebe gücünü artırmaya katkısı, planlama, yaratıcılık ve muhakeme kabiliyeti, ast ve üstlerle ilişkisi, inisiyatif kullanma, şahsi çıkarlarına düşkünlük, ailesi ile birlikte sosyal yönü, bir üst göreve hazırlık durumu ve diğer konular yönünden el yazısı ile serbest metin halinde ayrıntılı olarak değerlendirmek suretiyle hazırlanan bir form olduğu belirtilmiştir. 
Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formundaki kanaatlerin, davacının meşru, güncel ve kişisel menfaatini etkileyen kesin ve icrai nitelikte idari işlem olduğunun kabulü nedeniyle hukuki değerlendirilmesine geçilmiştir. 
Davacının tabur komutanlığı görevinde yaklaşık sekiz aylık bir sürede bulunduğu, görevine başladıktan yaklaşık iki ay on bir gün sonra yapılan ordu denetlemesinde davacının ve bazı personelinin ordu komutanı tarafından saat ve kalem ile ödüllendirildiği, bu denetlemeyi müteakiben yaklaşık 18 gün sonra icra edilen tabur görev kuvveti arazi tatbikatında davacının göstermiş olduğu başarılar nedeniyle tugay komutanı tarafından 21.11.2004 tarihinde yazılı olarak takdir edildiği ve bu takdir yazısında: 
“1. 3 ncü Mekanize Piyade Tabur Komutanı olarak görevinizi üstün bir sorumluluk bilinci ve vazife anlayışı içerisinde yoğun bir gayret ve fedakarlıkla yerine getirme çabalarınızı memnuniyetle izlemekteyim. 
2. 1 nci Ordu Komutanı tarafından 14-15 Ekim 2004 tarihlerinde yapılan ziyaret ve denetlemeler öncesi ve icrası esnasında yaptığınız titiz, dikkatli çalışmalarınız ve mesai mevhumu tanımayan görev anlayışınız her türlü takdirin üzerindedir. 
3. Ayrıca, 1 nci Ordu Kıta’lı Komuta Yeri Tatbikatı kapsamında, 65 nci Mekanize Piyade Tugayı Kıta’lı K/Y Tatbikatının fiili bölümünde 3 ncü Mekazine Piyade TGK Arazi Tatbikatı 02-04 Kasım 2004 tarihleri arasında başarıyla icra edilmiştir. 
4. Tatbikat öncesi hazırlıklarınız ve tatbikatın icrasında göstermiş olduğunuz üstün gayret, planlı ve özverili çalışmalarınız tatbikatın başarısına tesir eden en önemli faktör olmuştur. 
5. Sizi, birliğinizin muharebe gücünü en üst düzeye çıkartmak maksadıyla, yaptığınız planlı, gayretli, titiz ve özverili çalışmalarınız ile örnek tutum ve davranışlarınızdan dolayı takdir eder, başarılarınızın devamını dilerim.” tespit ve değerlendirmelerine yer verildiği, 
Söz konusu takdir belgesi, Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu ve 2005 yılı sicil belgesinin birlikte incelenmesi sonucunda: Tugay komutanı tarafından tanzim edilen Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formunda yer verilen olumsuz kanaatlerin, 2005 yılı sicil belgesindeki niteliklere ilişkin işaretlemeler ile uyumlu olmadığı, davacının sicil belgesinde “çok iyi” olarak işaretlenmiş kıstasların Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formunda olumsuz olarak belirtilmiş olmasının izahının bulunmadığı, aynı şekilde 2005 yılı sicil belgesi ile bir uyumsuzluğu görülmeyen takdir yazısında yer verilen tespit ve değerlendirmeler bakımından da benzer yargıya varılmasının mümkün olduğu, davacının görevine başladıktan yaklaşık dört ay sonra düzenlenen ve içerik olarak göreve başladığı tarihten itibaren tabur komutanlığını değerlendiren ifadeler içeren takdir yazısının düzenlendiği 21.11.2004 tarihinden yaklaşık bir ay on gün sonra 02.01.2005 tarihinde düzenlenmiş olan söz konusu değerlendirme formunda -arada geçen bu sürede- belirtilen kanaatlerin gerekçesini oluşturabilecek davacının herhangi bir olumsuz davranışının varlığını gösteren özlük dosyasında bir bilgi ve belgenin bulunmadığı da dikkate alındığında, bu yönden de uyumsuz olduğunun görüldüğünü, davacının meslek yaşamı süresince hakkında düzenlenen muhtelif nitelik belgesinde ki kanaatler ile özellikle davacının bir önceki Genelkurmay İstihbarat Başkanlığındaki görevi sırasında birinci ve ikinci sicil amirleri tarafından 2002 ve 2003 yıllarında düzenlenen “Kıt’a komutanlığı/Kurum Amirliğine Atanacak Personel Hakkında Anket” formunda yer verilen tespit ve değerlendirmelerin de bu sonucu teyit eder nitelikte olduğu, bu suretle Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formunun davacının tabur komutanlığı görevindeki başarısını belirleyen objektif bir belge olmaktan uzak olduğu, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı olması nedeniyle iptal edilmesi gerektiği kabul ve sonucuna varılmıştır.  
Davanın kısmen reddine karar verilmekle birlikte, bakanlıklarda çalışan memur avukatların idari temsilden öte avukatlık ücretini hak eden bir tevkil görev ve yetkisinin bulunmaması nedeniyle davalı idare lehine ayrıca vekalet ücretine hükmolunmamıştır. 
Yukarıda açıklanan nedenlerle: 
1. Yasal dayanaktan yoksun 2005 yılı 1 nci ve 2 nci sicil üstleri sicil işlemlerinin iptali istemli davanın OYBİRLİĞİ ile REDDİNE,  
2. Hukuka aykırı bulunan 2005 yılı Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formunun, Başkan Hâk.Tuğg.Turgut ARIBAL, Üyeler Hak.Alb.Ö.Faruk ÖZEROĞLU, Hak.Alb.Abdullah ASLAN ve Hv.Mu.Kur.Alb.M.Kamil SÜTBAŞ’ın karşı oyları üzerine OYÇOKLUĞU ile İPTALİNE, 
  
     KARŞI OY GEREKÇESİ 
  
Davacı hakkında düzenlenen 02.01.2005 tarihli Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formundaki kanaatlerin aynı zamanda 1 nci sicil üstü konumunda bulunan Tugay Komutanı’nın tespit mahiyetindeki değerlendirmelerini içerdiği, davacının olumlu yanlarının yanında kendisince eksik görülen taraflarının da belirtildiği, sicil üstlerinin maiyetinde bulunan tabur komutanları hakkında bir değerlendirme yaparken Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanun ve Yönetmeliği ile Subay Sicil yönetmeliğinde belirtilen hükümler çerçevesinde gördükleri noksanlıkları ifade etmelerinin, bunu yazıya dökmelerinin ve ileride daha yüksek makamlara gelecek personel hakkında olumlu ve olumsuz kanaatlerini açıkça, özgür iradeleriyle ortaya koymalarının takdir yetkisi sınırları içerisinde kaldığı, takdir yetkisinin bariz biçimde kusurlu olarak kullanıldığı somut delillerle ortaya konulmadığı durumlarda hukuka aykırı olarak iptal edilmesinin TC Anayasasının 125/4, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun 21/2 nci maddelerine aykırı olacağı, 02.05.2005 tarihli Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formu kanaatlerinin 02.05.2005 tarihli sicil belgesindeki kanaatler ile uyumlu olmaması nedeniyle hukuka aykırılığından söz edilmesinin zorlama bir yorum olacağı, zira bu iki değerlendirme arasında zaman farklılığı olduğu gibi, iki değerlendirme yönteminin ayrı ayrı hukuki dayanakları olan ayrı idari işlemler olduğu değerlendirilmiştir. 
Yukarıda belirtilen gerekçelerle yasal dayanaktan yoksun bulunan 2005 yılı Tabur Komutanlığı Değerlendirme Formunun iptali isteminin reddedilmesi gerektiği düşüncesiyle aksi yönde gerçekleşen sayın çoğunluğun iptal kararına muhalif kaldık. 22 Aralık 2006 
  
(AYİM.DRL.KRL., 22.12.2006; E.2006/94 K.2006/171) 

 

Sicil iptal davası dilekçe örneği

TSK sicil iptal davası 

Sicil iptal davası emsal karar

İdare mahkemesi sicil iptal davası dilekçe örneği

Sicil iptal davası nereye açılır?

Sicil notuna itiraz

Avukata Sor!


Diğer Başlıklar

Bireysel başvuru ne kadar süre içinde yapılmalıdır?

Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği

28-11-2019

Şartlı Mülteci

Avrupa ülkeleri dışında meydana gelen olaylar sebebiyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli

27-11-2019

Sürekli Görev Yolluğu

Emsal Karar 1İstanbul Beykoz Çavuşbaşı beldesinden, Şişli İlçesi Maslak Semtinde konuşlu

13-10-2019