DİSİPLİNSİZLİK VE AHLAKİ DURUM NEDENİYLE AYIRMA
Emsal Karar 1Jandarma sınıfından olması nedeniyle kolluk görevi bulunan ve bu
01-04-2020Bir mahkeme kararı ancak verildiği ülke sınırları içinde geçerlidir. Yani o karar neyi ortaya koyuyorsa, onun sonuçları ne ise o etkiyi o ülkenin sınırları içerisinde doğuruyor.
Tanıma ve tenfiz farklı kavramlardır. Tanıma sonucunda kararın hukuki sonuçları tanıyan mahkemece de geçerli hale gelmektedir. İlamın kesin hüküm ve kesin delil olarak Türkiye’de kabul edilmiş olmasına tanıma denir.
Tenfiz ise icra anlamına gelmektedir. Bir hüküm icra edilebilir nitelikte bir hükümse tenfiz talep edilmesi gerekmektedir. Ancak sadece kesin hüküm ya da kesin delil gücünün Türkiye’de kabul edilmesi ihtiyaçlarımızı görecek ise o zaman talebimiz tanıma olacaktır.
Tanıma davası dava türü bakımından tespit davasıdır. Tanıma davasını hukuki yararı olan kişi açabilir. Eğer kişi hukuki yararını gösteremiyor ise o zaman tenfiz davası açılacaktır. Tenfiz ise dava türü olarak bir eda davasıdır.
Öerneğin yabancı mahkemeden $100000’lık alacağım olduğuna dair bir hüküm aldım. Karşı taraf bana kendi rızası ile bunu vermezse icra dairesi Türk mahkemesi kararıyla hareket edecektir. İşte o karar tenfiz kararıdır. Bu nedenle bir Türk mahkemesinden yabancı mahkeme kararının tenfizini istenmesi gerekmektedir.
Tenfiz kararı alınan yabancı mahkeme kararı hükmen tanımayı bünyesinde barındırır. Ama bir de icra edilebilir bir hükümdür. Buna karşılık sadece tanıma kararı alınmış ise o kararda icralık bir durum olmamaktadır.
Yabancı mahkemede alınan bir tanıma kararı ile Türkiye’de bir tescilin düzeltilmesi, bir kaydın düşülmesi icrai bir eylem değildir. Bunun tenfizle karştırılmaması gerekmektedir.
Tanıma kararında bir dava açılma zorunluluğu yoktur. Tanıma, yeni bir dava açma yolu ile değil bazen açılmış olan bir davada talep üzerine de gerçekleşebilir. Örneğin boşanma davası.Yabancı mahkemedeki kararın kesinleştiği tarihten itibaren bütün hüküm ve sonuçlar ortaya çıkacaktır.
Tenfiz için ise dava açmak mecburidir. Eğer hüküm icrayı gerektiriyorsa o zaman mecburen tenfiz davası açılmalıdır. Tanıma istemek ya da tenfiz istemek tamamen davacıya ait bir karardır. Ama ikisinin sonuçları farklıdır.
Bir boşanma kararında evliliği sona erdiren hüküm tenfiz değil tanımadır. Ancak bu boşanmada tazminat varsa, nafaka varsa, mal tasfiyesine ilişkin hükümler varsa, çocuklarla ilgili bir durum varsa o zaman tenfiz istenebilir.
Tanıma ve tenfizin anlamı ancak şartların olayda gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırma davasıdır. Hakim davanın esasına girmez.
Hakim yalnızca 50.maddeden itibaren göreceğimiz şartların olayda mevcut olup olmadığını inceleyecektir. Eğer tenfiz şartları varsa kararın tenfizine karar verilecektir. Bu verilecek olan karara karşı usul hukuku uyarınca kanun yollarına başvurulabilir.
Tanıma ve tenfizin MÖHUK madde 50’de ön şartları vardır. Bu ön şartlar varsa o zaman tanıma ve tenfiz kararının esasa yönelik şartlarına bakılır.
Ön şartlar ya da esasa ilişkin şartların karşılanmadığı durumlarda yabancı mahkeme kararını takdiri delil olarak kullanabilir.
Revizyon yasağı vardır, Türk hakim hiçbir şekilde esasa giremez. Ayrıca burada hakimin takdir hakkı da yoktur.
TANIMA VE TENFİZ ÖN KOŞULLAR
1- Öncelikle yabancı mahkemelerden bir karar alınmış olmalıdır.
Bunun bir tane istisnası vardır. Evlat edinme kararlarında Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda idari makamlardan verilen evlat edinme kararların da tanıyıp tenfiz edilmesine karar verebilir.
Ara kararlar tanınıp tenfiz edilemez. Prensip itibariyle iflas kararları, ihtiyati tedbir kararları, ihtiyati haciz kararları gibi kararlar tanınıp tenfiz edilemez.
2- Hukuk davasına ilişkin olmalıdır.
Kararın içerisinde özel hukuka dair bir mesele olmalıdır. Ceza davasının içerisinde bulunsa bile özel hukuk alanına giriyorsa bu konularda da tanıma kararı verilebilir. Örn: yaş belirlenmesi...
3- O devlet kanunlarına göre kesinleşmiş olmalıdır.
Karar hangi ülkede verildiyse o ülkenin kurallarına göre kesinleşmiş olmalıdır.
Bununla birlikte kararın kesinleşmiş olmasından maddi ve şekli anlamda kesinleşmiş olması kast edilmektedir.
Çekişmesiz yargı kararları prensip olarak kesinleşmemiştir. Ama niteliğine bakarak eğer uygun ise çekişmesiz yargı ihtilaflarının da tanınmasına karar verilebilir.. Mesela bir yaş davası ile ilgili mesele varsa artık bu kararın tanınmasına karar verilebilir.
Kesinleşmede kararın altına bir şerh düşülür ya da o mahkemenin kalemi bu karar kesinleşmiştir yazısını yazar. Artık o ülkenin hukukuna göre kesinleşme şerhi verilir.
ESASA YÖNELİK ŞARTLAR
Tanıma ve tenfizin ön şartları aynıdır. Ancak esasa yönelik şartlardan olan karşılıklılık tanımada aranmamaktadır.
KARŞILIKLILIK
Ahdi karşılıklılık: Tarafların arasında bir sözleşme olması gerekmektedir. İki ülke arasında verilen mahkeme kararlarının tanınma ve tenfizi bu sözleşmeye göre yapılılıyorsa karşılıklılık vardır.
Hukuki Karşılıklılık: Bir devletin kanunları o ülkede tanıma ve tenfiz yapılmasına imkân sağlıyor olmalıdır.
Fiili Karşılıklılık: Fiili karşılıklılıkta da uygulamada ne durumda olduğuna bakılır. Ahdi veya kanuni karşılıklılık olabilir; ancak uygulamada fiili karşılıklılık yoksa o ülke mahkemesinde verilen kararıTürkiye’de tenfiz edilemez.
Bazı ülkelerin kanunlarında eğer revizyon yasağı yoksa bu ülkeler için mütekabiliyet(karşılıklılık) olmadığı kabul edilir.
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda 2017 yılında bir değişiklik yapılmıştır. Boşanma kararlarının tanınması yerine , daha farklı bir düzenleme yapılmıştır. (Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 27/a)
Değişimle birlikte boşanma, evliliğin butlanı, iptali veya mevcut evlilik var mı yok mu bunların tespiti için verilen kararlar için taraflar bizzat veya vekilleri aracılığıyla başvuruda bulunmalıdır.. Bu kararlar o yabancı ülkedeki yetkili kurum tarafından verilmiş ve usulen kesinleşmiş olmalıdır. Ayrıca Türk kamu düzenine açık aykırılık oluşturmamalıdır. Bu durumda Nüfus Kütüğü’ne götürüldüğü takdirde tescil gerçekleşecektir.. Burada alınan karar o ülkede yetkili idari makam tarafından da alınmış olmalıdır.
B.AŞIRI YETKİ
Bir mahkeme eğer tesadüfen yetkilendirildiyse bu durumda aşırı yetkidir vardır. Yani tarafların mahkemenin olduğu ülke ile gerçekte alakası yoksa ikametgâhı yoksa işyeri orda değilse, olayda tesadüfen orda bulunuyorsa, tatile gitmişse vs. burada yabancı mahkeme kendini aşırı yetkili görmüş olmaktadır.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta itiraz meselesidir. Bu itiraz meselesi iki yerde ortaya çıkmaktadır.
54.maddenin 1.fıkrasının b bendinin 2.kısmında
54.maddenin 1.fıkrasının ç bendinde
Bu iki noktada itiraz şartı aranmıştır. Onun dışında hakim tanıma ve tenfiz şartlarını re’sen incelemek zorundadır.
C.MÜNHASIR YETKİ
Münhasır yetkiye bakarken o uyuşmazlığın mutlaka bir Türk mahkemesinde görülmesinin arzulandığını ve bu konuda Türkiye’de bir mahkemenin hazır bulunduğunun ortaya konması lazımdır. Eğer böyle bir durum varsa münhasır yetki vardır denilebilir.
HMK'da her kesin yetkili mahkeme burada münhasır yetkili mahkeme değildir. HMK madde 12’de düzenlenen taşınmazların bulunduğu yer mahkemesi münhasır yetkilidir.
Bunun dışında MÖHUK’ta bazı sınırlı münhasır yetki halleri var. Üç tanedir. Bunlar 44, 45 ve 46.maddelerde yer almaktadır.
İcra İflas Kanunu’nda madde 154 ve HMK 14/2 vardır.
Tanıma için ayrı bir dava gerekmezken tenfiz için mutlaka ve mutlaka ayrı bir dava ikamesi gerekmektedir.
Her ikisinde de hukuki yararı olan herkes başvurabilirmektedir.
Ç.KAMU DÜZENİ
Hükmün açıkça kamu düzenine aykırı olmaması gerekmektedir..
Yargıtay İçihadı Birleştirme Kararı ile kamu düzenine yönelik bir çok unsur sayılmıştır. Bu kararda; Anayasanın temel ilkelerine, uluslararası hukukun prensiplerine, Türk toplumunun örf, adetlerine ve ahlak anlayışına, hukukun genel ilkelerine, hukuk felsefesine bir aykırılık varsa burada kamu düzeninin ihlal edilmiş olacağını ortaya koymuştur.
TANIMA
Karşılıklılık aranmamaktadır.
Boşanma, Evlenmenin İptali, Butlan, Evlenmenin Varlığı/Yokluğunun Tespiti bu dört konu dışında hiçbir tanıma konusu Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 27/A’ya girmemektedir..
Yurtdışında selayetli mahkeme veya idare tarafından verilmiş bir karar olması gerekmektedir. Burada farklı olarak yetkili idare de karar verebilmektedir.
Kararın, verildiği ülke hukukuna göre usulen kesinleşmiş olması gerekmektedir.
Kamu düzenine aykırı olmamalıdır.
7 Şubat 2018 tarihli ve Resmi Gazete sayısı 30325 olan yönetmeliğinde 90 gün içerisinde boşanan eşler birlikte başvurursa ya da farklı zamanlarda vekilleri başvurursa birlikte başvuru şartı sağlanmış olmaktadır. Kamu düzenine aykırı bir durum olursa red edilecek ve bu durumda MÖHUK hükümleri gündeme gelecektir..
TANIMA VE TENFİZ DAVALARINDA GÖREV
Asliye hukuk mahkemeleri tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkemelerdir.
Özellik arz eden tek durum aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklardır.(boşanma, evliliğin iptali, nafaka, velayet) Bu hallerde tanıma tenfiz davası da aile mahkemesinde görülmektedir. Diğer tüm hallerde davalar asliye hukuk mahkemesinde görülecektir.
TANIMA VE TENFİZ DAVALARINDA YETKİ
51.maddede yetkiye ilişkin de bir düzenleme yapılmıştır. Genel yetki kuralı olan, davalının yani aleyhine tenfiz talep edilen kişi her kimse onun ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu belirtilmiştir. Burada da basamaklı bir kural benimsenmiş. Eğer ikametgahı yoksa bu durumda sakin olduğu yer yetkilidir. Üçüncü basamakta da sakin dahi olmama durumu ele alınmış. Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birisi yetkili kılınmıştır.
Avukata Sor!