Askeri Öğrenci Statüsüne Giriş Niteliklerini Kaybetme Nedeniyle Okuldan Çıkarılma
Emsal Karar 1Meslek Yüksek Okulu otomotiv bölümü mezunu olduğuna dair diplomasını
12-10-2019Emsal Karar 1
ÖZETİ: 2005 yılı sicil işleminde 1’inci ve 2’nci askeri sicil üstü ile mülki sicil işlemlerinin 27.06.2005 tarihinde düzenlendiği görülmekle asgari çalışma süresi olan 3 aylık çalışma şartı sağlanmadığı halde tesis edilen sicil işleminin hukuka aykırı olduğu, 2006 yılı sicil işlemleri ise sıralı sicil üstleri tarafından ve üç aylık çalışma şartı göz önüne alınarak düzenlendiğinden yetki unsuru yönünden hukuka uygun olduğu sonucuna varılmıştır
Davacı vekili, ilk kez 01.04.2009 tarihinde Ovacık Asliye Hukuk Mahkemesinde, 09.04.2009 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde kayda geçen ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Daireler Kurulunun 27.04.2009 tarih ve E.2009/29, K.2009/32 sayılı kararı ile dilekçenin reddine karar vermesi üzerine 08.06.2009 tarihinde Adana Nöb.İdare Mahkemesinde, 11.06.2009 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; davacının 14.04.2005 tarihinde stajyerlik eğitimi tamamladığını, Gölbaşı İlçe J.K.lığına bağlı Ahiboz J.Krk.K.lığına atamasının yapıldığını, 2005 yılı sicil döneminde 27.06.2005 tarihinde sicil düzenlendiğini, bu sürenin yaklaşık bir ayında davacının başka bir karakolda geçici görevli ve (20) gününün de yıllık planlı izinde olduğunu, bu nedenle sicil amirinin sicil verebilmesi için gerekli süre olan (3) ay çalışma şartının yerine getirilmediğini, bu sicil döneminde hakkında olumsuz sicil verilebilecek bir durumun söz konusu olmadığını, 2006 yılı sicil döneminde de 1'inci sicil üstünün değiştiğini ancak yine olumsuz bir sicil alma durumunun olmadığını sicil amirinin 2005 yılında düzenlenen sicilin etkisi altında kalarak sicil verebileceğini, davacının astsubaylığa geçiş için başvurduğunu ancak sınava katılmaya hak kazanamadığını, davacının yapmış olduğu araştırma neticesinde de 2005 ve 2006 yıllarına ait sicil notlarının düşük olması sebebiyle sınava katılamayacağını öğrendiğini yapılan değerlendirmelerin hukuka aykırı olduğunu iddia ederek sicil işleminin iptalini talep ve dava etmiştir.
Dava dosyası, özlük dosyaları ile sicil belge ve defterlerinin incelenmesi neticesinde; davacının 2005 yılından itibaren sicil almaya başladığı; dava konusu 2005 yılı sicil döneminde 27.06.2005 tarihli normal yıllık sicil işleminde 1’inci sicil üstünce “yeterli” seviyesinde sicil düzenlendiği, sicil belgesinin olumsuz kabul edilen alt kıstaslarından nota tahvil edilen bir adedine (22-C) işaretleme yapıldığı, 27.06.2005 tarihli normal yıllık sicil işleminde 2’nci sicil üstünce “yeterli” seviyesinde sicil düzenlendiği, sicil belgesinin olumsuz kabul edilen alt kıstaslarından nota tahvil edilen bir adedine (22-C) işaretleme yapıldığı, 27.06.2005 tarihli mülki sicil üstü tarafından düzenlenen yıllık sicil işleminde “alt düzeyde iyi” seviyesinde sicil düzenlendiği, bu sicil döneminde takdirinin ve cezasının bulunmadığı; 2006 yılı sicil döneminde 02.05.2006 tarihli normal yıllık sicil işleminde 1’inci sicil üstünce “yeterli” seviyesinde sicil
düzenlendiği, sicil belgesinin olumsuz kabul edilen alt kıstaslarına işaretleme yapılmadığı ve ilave kanaat belirtilmediği, 02.05.2006 tarihli normal yıllık sicil işleminde 2’nci sicil üstünce “yeterli” seviyesinde sicil düzenlendiği, sicil belgesinin olumsuz kabul edilen alt kıstaslarına işaretleme yapılmadığı ve ilave kanaat belirtilmediği, mülki sicil üstü tarafından düzenlenen yıllık sicil işleminde “iyi” seviyesinde sicil düzenlendiği, bu sicil döneminde takdirinin ve cezasının bulunmadığı; mesleki safahatı süresince 6 adet takdirinin ve bir adet cezasının bulunduğu görülmüştür.
Davacı 14.04.2005 tarihinde Gölbaşı İlçe J.K.lığına bağlı Merkez J.Krk.K.lığında yapmakta olduğu stajyerlik eğitimini tamamladığını, aynı tarihte Gölbaşı İlçe J.K.lığına bağlı Ahiboz J.Krk.K.lığına katılış yaptığını, 27.06.2005 tarihinde 2005 yılı sicilini tebliğ ettiğini ve üç aylık çalışma şartını tamamlamadan kendisi hakkında sicil düzenlendiğini belirterek yetki unsuru bakımından sicilinin geçersiz sayılması gerektiğini belirttiğinden dolayı dava konusu olan tüm yıllarda yapılan sicil işlemleri öncelikle yetki yönünden incelenmiştir. Dava ile ilgili dosya ve belgelerin incelenmesi neticesinde; Ankara İl Jandarma Komutanlığının 19 Nisan 2005 gün ve PER.: 4031-237-05/Uzm.J./Uzm.Erb.İşl.(777)(6923) sayılı “Göreve Başlayan Personel” konulu yazısında davacının yeni birliği olan Gölbaşı İlçe Jandarma Komutanlığı, Ahiboz J.Krk.K.lığı 1’inci Önl. ve Müd.Mng.K. görevine 14.04.2005 tarihinde katıldığı belirtilmiştir. Ayrıca; 2005 yılı sicil işleminde 1’inci ve 2’nci askeri sicil üstü ile mülki sicil işlemlerinin 27.06.2005 tarihinde düzenlendiği görülmekle asgari çalışma süresi olan 3 aylık çalışma şartı sağlanmadığı halde tesis edilen sicil işleminin hukuka aykırı olduğu, 2006 yılı sicil işlemleri ise sıralı sicil üstleri tarafından ve üç aylık çalışma şartı göz önüne alınarak düzenlendiğinden yetki unsuru yönünden hukuka uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Uzman Jandarma Atama ve Sicil Yönetmeliğinin Sicil Üstlerinin Görev ve Sorumluluğu başlıklı 29’uncu maddesinde; “Sicil üstleri emri altındakiler hakkında sicil düzenlerken; üstlük ve komutanlığın en önemli olan özel yetkilerinden birini kullanırlar. Sicil üstleri; bu görevin önemini göz önünde tutarak, sicil belgelerindeki nitelikleri tam bir tarafsızlık, adalet ve vicdani kanaatle değerlendirmekten sorumludurlar. Aksi durum, ehliyetli olmayanların layık olmadıkları rütbe ve makamlara yükselmelerini, dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin yetenekten yoksun kişilerin elinde görevini yapamaz duruma düşmesi sonucunu doğurur. Hissi ve aşırı merhamet duygusuyla verilecek sicillerin, hak eden başka personelin hakkını ihlal edeceği, daima göz önünde bulundurulur…” denilmektedir.
Bilindiği üzere, askerlik müessesesinde her türlü yükselme, taltif, yurtiçi ve yurtdışı kurs, öğrenim ve görevlendirmelerde personelin sicilleri büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle sicil üstleri üstlük ve komutanlığın en önemli özel yetkilerinden olan sicil verme yetkisini kullanırken mutlaka objektif olmak durumundadırlar. Ayrıca her ne kadar sicil işlemlerinin idarenin diğer
işlemlerine göre takdir yetkisinin daha yoğun olarak kullanıldığı işlemler grubunda olması ve T.C.Anayasasının 125/4 ve 1602 sayılı Kanunun 21/2’nci maddelerinde belirtildiği üzere, takdir yetkisini ortadan kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği göz önünde tutulsa da, burada denetlenemeyecek olan husus hukuka uygun kullanıldığı tespit edilen takdir yetkisi olup, bu yetkinin hukuka aykırı ve yanlış kullanıldığının anlaşılması halinde, idarenin sicil tanzimi konusundaki takdir yetkisi de denetlenebilecektir.
Sicil işlemlerindeki hukuka aykırılığın kendisini gösterdiği durum ise; uzun yıllar boyunca belirgin bir çoğunlukta çok yüksek sicil notları ve olumlu kanaatler ile takdir edilen personelin, genel gidişata ve uygulamaya istisna teşkil edecek biçimde ve göze çarpacak nitelikte, ayrıca birden bire düşüşü açıklayan makul nedenler öne sürülmeksizin düşük sicil notları ile takdir edilmesi ve hakkında olumsuz kanaatlerin belirtilmiş olmasıdır.
Yukarıda belirtilen ölçütler doğrultusunda dava konusu sicil işlemleri değerlendirildiğinde;
2005 yılı sicil döneminde 1’inci ve 2’nci sicil üstü ile mülki sicil üstü sicil işlemlerinin yetki yönünden hukuka aykırı olduğu,
2006 yılı sicil döneminde 1’inci ve 2’nci sicil üstünce yapılan değerlendirmelerin (işaretlemelerin ve bunların nota tahvil edilmesi sonucunda ortaya çıkan sicil puanının) “yeterli” seviyesinde olmakla anılan sicil notunun davacının sicil safahatı içerisinde ani ve açık bir düşüş meydana getirdiği, takdir yetkisinin objektif sınırlar içinde kullanılmadığı değerlendirilerek, 2006 yılı 1’inci ve 2’nci sicil üstü sicil işlemlerinin hukuka aykırı olduğu, mülki sicil üstünce yapılan değerlendirmelerin (işaretlemelerin ve bunların nota tahvil edilmesi sonucunda ortaya çıkan sicil puanının) “iyi” seviyesinde olmakla, anılan sicil notunun davacının sicil safahatı ile uyumlu olduğu, sicil üstünce takdir yetkisinin objektif ölçütlere uygun olarak kullanılmadığından söz edilemeyeceği, birkaç puanlık farkın sicil üstlerinin takdir yetkisi sınırları içinde bulunduğu değerlendirilerek, 2006 yılı mülki sicil üstü sicil işlemlerinin hukuka uygun olduğu kararına ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle,
1. Hukuka aykırı olan 2005 yılı 1’inci ve 2’nci askeri sicil üstü ile mülki sicil üstü sicil işlemlerinin yetki yönünden İPTALİNE,
2. Hukuka aykırı olan 2006 yılı 1’inci ve 2’nci sicil üstü sicil işlemlerinin İPTALİNE,
3. Hukuka uygun olan 2006 yılı mülki sicil üstü sicil işlemlerinin iptali isteminin REDDİNE,
(AYİM.1.D., 29.12.2009; E. 2009/0764, K. 2009/1266)
Emsal Karar 2
ÖZETİ: Kursta geçirdiği sürenin 1 ayının görevden sayılması sonucunda davacının, 2004 sicil döneminde 3 ay 1 gün görevinin başında olduğu, bu itibarla 2’nci sicil üstü yönünden 3 ay birlikte çalışma koşulunun sağlandığı ancak 1’inci sicil üstünün 8 gün izinli olarak ayrılması nedeniyle 1’inci sicil üstünün davacı ile sadece 2 ay 23 gün birlikte çalıştığı dolayısıyla 1’inci sicil üstü ile üç ay birlikte çalışma şartı gerçekleşmediği halde, bu şartı karşılamayan 1’inci sicil üstünce tesis edilen sicil işleminin, yetki yönünden hukuka aykırı olması nedeniyle iptalinin gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davacı, 06.07.2009 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde kayda geçen dava dilekçesinde, özetle; 2004 yılında 1’inci sicil üstü ile beraber üç aylık çalışma şartını yerine getirmediği halde; iki aydan az bir süre birlikte çalıştığı 1’inci sicil üstü tarafından verilen görevden ayrılma sicilinin hukuka aykırı olduğunu; diğer sicil işlemlerinin de sübjektif verildiğini ileri sürerek 2004 yılı sicil işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İşlemin yetki unsuru yönünden yapılan incelemeye ilişkin olarak:
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Subay Sicil Yönetmeliği’nin 9’ncu maddesi; “(Değişik: 18.8.2000 RG 24144/2. md.) Atandıkları görev yerleri dışında yürürlükte bulunan hükümlere uygun olarak çalıştırılanlar ile bulundukları takım, kısım, ekip, müfreze gibi ünitelerle birlikte kuruluş bağlantısı dışında başka birlik veya kurumun emrinde veya desteğinde görevlendirilenlerin sicil üstleri, geçici görevlendirme süresi 3 ay ve daha fazla ise görev yaptıkları yerin kuruluş bağlantısına göre yetkili üstlerdir. Geçici görevlendirme emirleri, sicil belgesine eklenir.” hükmünü, 15’inci maddesi “ Bir sicil üstü, asil veya her ne suretle olursa olsun vekil olarak o görev yerinde sicili düzenlenecek subay ile beraber rütbesi değişmedikçe, o sicil dönemi içerisinde fiilen en az üç ay görev yapmadıkça sicil düzenleyemez. … Sicil süresi içinde kurs, izin, üç aydan az süreli geçici görev, istirahat, hastane ve hava değişimi gibi yasal mazeret sürelerinin toplam olarak bir ayı, fiilî görevden sayılır…” hükmünü içermektedir.
Dava dosyası, davacının özlük dosyaları ve sicil belgelerinin incelenmesi neticesinde; dava konusu sicil döneminde 2’nci Zh. Tug. Lojistik Şube müdürü olarak görevli olan davacının 2004 sicil yılı içerisinde 31.08.2003–07.09.2003 tarihleri arasında 8 gün kadro görevini ifa etmesini müteakip 08.09.2003–23.01.2004 tarihleri arasında İngilizce tekâmül kursuna ayrıldığı, bilahare 24.01.2004–28.01.2004 tarihleri arasında 5 gün kadro görevini ifa ettiği, akabinde 29.01.2004–05.02.2004 tarihleri arasında 1’inci sicil üstünün izne ayrıldığı
(davacını asli görevi uhdesinde kalmak üzere 1’inci sicil üstüne vekalet ettiği), ardından 06.02.2004–16.03.2004 tarihleri arasında 40 gün kadro görev yerinde çalıştığı, nihayetinde P. Okul K.lığına atanması nedeniyle 17.03.2004 tarihinde birliğinden ilişiğini kestiği kurs belgesi, atama emri, ilişik kesme belgesi ve 1’inci sicil üstünün izine ayrılması nedeniyle davacının görevlendirilmesine dair belgeden anlaşılmıştır. Bu olgular, yukarıda belirtilen mevzuat hükmü çerçevesinde değerlendirildiğinde; kursta geçirdiği sürenin 1 ayının görevden sayılması sonucunda davacının, 2004 sicil döneminde 3 ay 1 gün görevinin başında olduğu, bu itibarla 2’nci sicil üstü yönünden 3 ay birlikte çalışma koşulunun sağlandığı ancak 1’inci sicil üstünün 8 gün izinli olarak ayrılması nedeniyle 1’inci sicil üstünün davacı ile sadece 2 ay 23 gün birlikte çalıştığı dolayısıyla 1’inci sicil üstü ile üç ay birlikte çalışma şartı gerçekleşmediği halde, bu şartı karşılamayan 1’inci sicil üstünce tesis edilen sicil işleminin, yetki yönünden hukuka aykırı olması nedeniyle iptalinin gerektiği sonucuna varılmıştır.
İşlemin diğer unsurları yönünden yapılan incelemeye ilişkin olarak;
Dava dosyası, özlük dosyaları ile sicil belge ve defterlerinin incelenmesi neticesinde; 1989 yılından itibaren sicil almaya başlayan davacının, ortalamaları yüksek (çok iyi ve mükemmel) seviyede gerçekleşen bir sicil safahatı sergilediği, dava konusu 2004 sicil döneminde; atanarak birliğinden ayrılması nedeniyle 1’inci ve 2’nci sicil üstü tarafından 17.03.2004 tarihinde ayrılış sicili; yeni birliğinde ise 02.05.2004 tarihi itibariyle 3 ay birlikte çalışma koşulu sağlanmadığından mevzuat doğrultusunda “Henüz Kanaat Edinemedim” şeklinde sicil doldurduğu; ayrılış siciline ilişkin olarak, 2’nci sicil üstünün sadece nitelikleri ilişkin alt kıstasları işaretlemek suretiyle değerlendirme yaptığı, ilave kanaat belirtmediği, 3’üncü sicil üstünün ise değerlendirme yapmadığı, 2’nci sicil üstünce yapılan işaretlemelerin nota tahvil edilmesi sonucunda ortaya çıkan sicil puanlarının “çok iyi” seviyesinde olduğu, 43’üncü niteliğin Dairemiz içtihadı uyarınca menfi kabul edilen (B) alt kıstasına işaretleme yapıldığı görülmektedir.
Subay Sicil Yönetmeliğinin “Sicil üstlerinin görev ve sorumluluğu” başlıklı 5’inci maddesinde; “Sicil üstleri emri altındakiler hakkında sicil düzenlerken; üstlük ve komutanlığın en önemli olan özel yetkilerinden birini kullanırlar. Sicil üstleri; bu görevin önemini göz önünde tutarak, sicil belgelerindeki nitelikleri tam bir tarafsızlık, adalet ve vicdani kanaatle değerlendirmekten sorumludurlar. …” denilmektedir.
Bilindiği üzere, özünde değerlendirme unsurunu barındırdığı ve bir değerlendirme sürecinin sonunda ortaya çıktığı için, sicil işlemleri, idarenin diğer işlemlerine nazaran takdir yetkisini yoğun olarak kullandığı işlem grubu içerisinde yer alır. Bu bağlamda sicil işlemlerinin
denetimi, takdir yetkisinin eşit, adil, objektif ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı, bu yetkinin kullanımında hukuka aykırı bir durumun bulunup bulunmadığı yönünden yapılmak durumundadır.
Sicil işlemlerinde, takdir yetkisinin kullanılma sürecindeki hukuka aykırılık hali ise; uzun yıllar, belirgin bir çoğunlukla çok yüksek sicil notları ve olumlu kanaatler ile takdir edilmiş personele, genel safahatına ve uygulamaya istisna teşkil edecek ve göze çarpacak nitelikte (birden bire düşüşü izah eden makul ve kabul edilebilir nedenler öne sürülmeksizin) çok düşük sicil notları takdir edilmesi ve hakkında olumsuz kanaatler belirtilmesi durumunda ortaya çıkmaktadır.
Yukarıda belirtilen ölçütler doğrultusunda dava konusu sicil işlemi değerlendirildiğinde; davacı hakkında 17.03.2004 tarihli ayrılış sicilinde 2’nci sicil üstü tarafından yapılan değerlendirmenin (işaretlemelerin ve bunların nota tahvil edilmesi sonucunda ortaya çıkan sicil puanlarının) “çok iyi” seviyesinde olmakla davacının genel sicil alma eğilimine uygun olduğu, ani ve açık bir düşüşün söz konusu olmadığı, ancak 43’üncü niteliğin Dairemizin içtihatları uyarınca olumsuz kanaat mahiyetinde kabul edilen “B” alt kıstasına yapılan işaretlemenin hukuki bir dayanağının bulunmadığı, bu nedenle iptalinin gerektiği değerlendirilmiştir.
Açıklanan nedenlerle;
1. Yetki unsuru yönünden hukuka aykırı bulunan, 17.03.2004 tarihli 1’inci sicil üstü sicil işleminin İPTALİNE,
2. Hukuki dayanaktan yoksun bulunun, 17.03.2004 tarihli 2’nci sicil üstün sicil notunun iptali isteminin REDDİNE,
3. Hukuka aykırı bulunan, 17.03.2004 tarihli sicil işleminde 2’nci sicil üstü tarafından 43’üncü niteliğe yapılan işaretlemenin İPTALİNE,
(AYİM 1.D., 23.12.2009; E. 2009/1236, K 2009/1249)
Emsal Karar 3
ÖZETİ: Fiilen 3 ay görev yapma şartı sağlanamadığından, davacı hakkında tanzim edilen yıllık sicil işlemi yetki yönünden hukuka aykırıdır.
Davacı ilk kez 23.12.2005 tarihinde Erzurum 1nci İdare Mahkemesinde, 27.12.2005 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kayda geçen ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1.D.nin 17.01.2006 tarih ve E.2006/47, K.2006/21 sayılı kararı ile dava dilekçesinin reddine karar verilmesi üzerine, 20.02.2006 tarihinde Erzurum 2nci İdare Mahkemesinde, 06.03.2006 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; 1999-2004 yılları arasında 5.Kor.İs.Svş.Tb.K.lığında görev yaptığını, 2000 yılı sicilini Kh.ve Hiz.Bl.K.lığı görevini vekaleten yürüten 1.İs.Svş.Bl.K.nın verdiğini, 2000 yılı atamalarında Bölük Komutanının değiştiğini, 10 gün kadar birlikte çalıştıktan sonra 04.09.2000-23.02.2001 tarihleri arasında dil kursuna katıldığını, kurs bitimi 10 gün izin kullanarak 5.Kor.İs.Svş.Tb.K.lığına katıldığını, 3 aylık çalışma süresi şartı sağlanmadan 2001 yılı sicilinin tanzim edildiğini belirterek 2001 yılı sicil işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Kurulumuzca, Başsavcılığın dilekçenin reddine karar verilmesinin gerektiği düşüncesi incelenmiş, dava dilekçesinde davacı “2001 yılına ait sicilimin iptalini istemekteyim.” şeklinde belirttiğinden “yılına” demek suretiyle bir yıla ait talepte bulunduğu ve dilekçe içeriğinde anlattığı olaylar dikkate alınarak, dava konusunun 2001 yılı sicil işleminin iptali istemi olduğu kararına varılmıştır.
Dava dosyası, özlük dosyaları ile sicil belge ve defterlerinin incelenmesi neticesinde; 1996 yılında Astsb.Çvş. nasbedilen davacının 1997 yılından itibaren sicil almaya başladığı, ortalamaları yüksek seviyede sicil safahatı sergilediği, dava konusu 2001 yılı sicil döneminde; 1nci ve 2nci sicil üstünce yalnızca nitelik işaretlenmek suretiyle değerlendirme yapıldığı, ilave kanaat belirtilmediği, 3ncü sicil üstünün ise değerlendirme yapmadığı, yapılan işaretlemelerin nota tahvil edilmesi sonucunda 1nci sicil üstü tarafından yapılan işaretlemenin “çok iyi” seviyede 2nci sicil üstünce yapılan işaretlemenin de “iyi” seviyede sicil notu sonucunu oluşturduğu, anılan sicil döneminde takdir ve cezasının bulunmadığı, mesleki safahatı boyunca toplam 35’ten fazla takdirinin bulunduğu görülmüştür.
Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 15nci maddesinde; “Bir sicil üstü, asil veya her ne suretle olursa olsun vekil olarak o görev yerinde sicili düzenlenecek astsubay ile beraber rütbesi değişmedikçe, o sicil dönemi içerisinde fiilen en az üç ay görev yapmadıkça sicil düzenleyemez.
Sicil süresi içinde kurs, izin, üç aydan az süreli geçici görev, istirahat, hastahane ve hava değişimi gibi yasal mazeret sürelerinin toplam olarak bir ayı, fiilî görevden sayılır.” şeklinde, aynı Yönetmeliğin 23 nci maddesinde; “Sicil belgeleri, sicil üstlerince 2 Mayıs tarihi itibarıyla düzenlenir ve gerekli işlemlerin yapılmasını müteakip en az tugay ve eşidi birlik ve kurumlar tarafından en geç 30 Mayıs tarihinde, bu Yönetmeliğin 21nci maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen personel başkanlıklarında bulundurulur. ..Bu tarihlere göre düzenlenen siciller, o yılın 30 Ağustos tarihinde düzenlenmiş kabul edilir. Bu Yönetmeliğin 70 inci maddesine göre sicil üstünün kanaatinin değişmesi veya disiplinsizlik ve ahlâkî durumları nedeniyle
düzenlenecek siciller hariç olmak üzere, sicil düzenleme tarihi ile o yılın 30 Ağustos tarihi arasındaki sürede, o yıl için ayrıca sicil belgesi düzenlenmez. Sicil belgeleri yukarıda belirtilen tarihlerde düzenlenemiyorsa; birinci veya ikinci sicil üstleri nitelikleri değerlendirmeden, sicil belgesinin "Sicil Üstlerinin Değerlendirmeleri" bölümündeki "Henüz Bir Kanaat Edinemedim" satırında kendilerine ait kısmı ve "Sicilin Veriliş Nedeni" hanesinde "Süresiz Sicil Belgesi" satırını işaretler, tarih ve imza bloklarını doldurur ve bu Yönetmeliğin 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen personel başkanlıklarına gönderirler.
Üç aylık görev süresini doldurmadığı için haklarında sicil düzenlenmeyenlerden; terfi sırasında bulunmayanlar 30 Ağustos, terfi sırasında bulunanlar 1 Temmuz tarihine kadar bu süreyi dolduruyorlar ise, sicil üstlerince doldurdukları tarih itibarıyla sicil tanzim edilerek, Kuvvet Komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanlıklarına gönderilir.
Sicil belgeleri, yukarıda belirtilen tarihlerde düzenlenemiyorsa sebebi, bu Yönetmeliğin 21nci maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen personel başkanlıklarına bildirilir. …
Terfi sırasında olanlardan 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun 85 inci maddesinde yer alan belirli oranda sicil mecburiyetini, sicil belgelerinin düzenlenmesinden sonra, 30 Ağustos tarihine kadar tamamlayacak olanlar hakkında, süreyi doldurduğu tarih itibariyle sicil belgesi düzenlenir ve Kuvvet Komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanlığında bulundurulur.” Hükmü bulunmaktadır. Yönetmeliğin 21nci maddesi de aynı düzenlemeyi getirmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacı hakkında 02.05.2001 tarihinde düzenlenen 1nci ve 2nci sicil üstü sicilleri değerlendirildiğinde; davacıya 1nci sicil üstü olarak Kh.ve Srv.Bl.K., 2nci sicil üstü olarak İs.Svş.Tb.K.nın sicil tanzim ettiği görülmüştür. 04.09.2000-23.02.2001 tarihleri arasında Lisan Okul K.lığında dil kursuna, 09.04.2001 – 13.04.2001 tarihleri arasında 2nci Kor.K.lığınca açılan Telsiz Cihazı İşletme Eğitici Eğitim Kursuna katılan davacının, 24.02.2001 -06.02.2001 tarihleri arasında izin kullandığına dair izin belgelerinin bulunduğu, 06.02.2001 tarihinin yanlışlıkla yazıldığı, 06.03.2001 tarihi olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda, Ağustos 2000 ayında 2 gün, Eylül 2000 ayında 3 gün, Mart 2001 ayında 25 gün, Nisan 2001 ayında 26 gün ve Mayıs 2001 ayında 2 gün hizmet gördüğü ve Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 15nci madde 2nci fıkrası gereği kurs izin süresinin bir ayının fiili hizmetten sayılması halinde dahi Yönetmeliğin 15nci maddesinin aradığı en az “üç ay görev yapma” şartının sağlanmadığı , bu nedenle 02.05.2001 tarihli 1 ve 2nci sicil üstü sicil işlemi yetki yönünden hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle,
Davacı hakkında 02.05.2001 tarihinde 1nci ve 2nci sicil üstlerince düzenlenen ve yetki yönünden hukuka aykırı bulunan sicil işlemlerinin İPTALİNE,
(AYİM 1.D., 19.09.2006; E.2006/406, K.2006/765)
Emsal Karar 4
ÖZETİ: 23.01.1996 Tarihinde tanzim edilen ayrılış sicili, davacı ile 3 ay birlikte çalışma şartını taşımayan sıralı sicil üstlerince düzenlendiğinden iptali gerekmektedir.
Davacı 02.02.2005 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kayda geçen dilekçesinde özetle; 1995 yılında 2.Or.K.İs.Bşk.lığı emrine atandığını, 07.08.1995 tarihinde katıldığını, 07.09.1995 tarihinde geçici görevlendirme ile Sosyal Tesisler Müdürlüğüne görevlendirdiğini, 20.11.1995 tarihinde İs.Bşk.lığındaki görevine geri döndüğünü, 14.12.1995-07.01.1996 tarihleri arasında 25 gün izne ayrıldığını, ikinci sicil amiri olan Alb. ………’nın emeklilik müracaatı nedeniyle 27.12.1995 tarihinde izne ayrıldığını, kendisi ile kısa süre çalışan Alb. ……’nın sübjektif sicil verdiğine inandığını belirterek 1996 yılı 1 ve 2 nci sicil üstü sicil notları ve olumsuz kanaatlerinin iptali istemiyle dava açmıştır.
Davalı idare savunmasında özetle; dava konusu sicillerin tüm yönleriyle hukuka uygun düzenlendiğini, davacının herhangi bir kanıt ileri sürmediğini, davacının sicil üstleri ile yeterli süre görev yaptığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava dosyası, davacıya ait Kuvvet Komutanlığı ve Kıt’a Özlük dosyaları ile sicil belge ve defterlerinin incelenmesi neticesinde;. davacının genel sicil eğiliminin çok iyi seviyede olduğu, 1 şerit rozet, 2 ödül, 50’ye yakın takdir belgesine sahip davacının hiçbir ceza, ikaz yada uyarı yazısının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Subay Sicil Yönetmeliğinin “Sicil üstlerinin görev ve sorumluluğu” başlıklı 5 nci maddesinde; “Sicil üstleri; emri altındakiler hakkında sicil düzenlerken; üstlük ve komutanlığın en önemli olan özel yetkilerinden birini kullanırlar. Sicil üstleri; bu görevin önemini göz önünde tutarak, sicil belgelerindeki nitelikleri tam bir tarafsızlık, adalet ve vicdani kanaatle değerlendirmekten sorumludurlar. Aksi durum, ehliyetli olmayanların layık olmadıkları rütbe ve makamlara yükselmelerini, dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin yetenekten yoksun kişilerin elinde görevini yapamaz duruma düşmesi sonucunu doğurur. Hissi ve aşırı merhamet duygusuyla verilecek sicillerin, hak eden başka personelin hakkını ihlal edeceği, daima göz önünde bulundurulur…” denilmektedir.
Bilindiği üzere, özünde değerlendirme unsurunu barındırdığı ve bir değerlendirme sürecinin sonunda ortaya çıktığı için, sicil işlemleri, idarenin diğer işlemlerine nazaran takdir yetkisini yoğun olarak kullandığı işlem grubu içerisinde yer alır. Bu bağlamda sicil işlemlerinin denetimi, takdir yetkisinin eşit, adil, objektif ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı, bu yetkinin kullanımında hukuka aykırı bir durumun bulunup bulunmadığı yönünden yapılmak durumundadır. Sicil üstünün, ast’ı hakkında sicil düzenlemesi işleminin, tamamen üst’ün hareket alanı içinde kaldığını varsaymak da mümkün değildir. Zira Anayasanın 125 nci maddesinin 4 ncü fıkrasında “takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği” belirtilmiş, takdir yetkisinin denetlenmesi konusunda bir kısıtlama getirilmemiştir. Buna göre; yargı yerince denetlenemeyecek olan, hukuka uygun kullanıldığı tespit edilen takdir
yetkisi olup, bu yetkinin kullanılma sürecindeki hukuka aykırılık halleri ise denetlenebilecektir.
Sicil işlemlerinde, takdir yetkisinin kullanılma sürecindeki hukuka aykırılık hali ise; uzun yıllar, belirgin bir çoğunlukla çok yüksek sicil notları ve olumlu kanaatler ile takdir edilmiş personele, genel safahatına ve uygulamaya istisna teşkil edecek ve göze çarpacak nitelikte (birden bire düşüşü izah eden makul ve kabul edilebilir nedenler öne sürülmeksizin) çok düşük sicil notları takdir edilmesi ve hakkında olumsuz kanaatler belirtilmesi durumunda ortaya çıkar.
Yukarıda belirtilen ölçütler doğrultusunda dava konusu 1996 yılı sicil işlemi incelendiğinde; 02.05.1996 tarihli düzenlenen 1 ve 2 nci sicil üstü sicil işlemlerinde, her iki sicil üstünce çok iyi seviyede sicil notu takdir edildiği, her iki sicil üstünce de olumlu kanaat belirtildiği, takdir edilen sicil notlarının davacının genel sicil safahatı ile uyumlu olduğu ve bu nedenle 02.05.1996 tarihli 1 nci ve 2 nci sicil üst normal yıllık sicil işlemlerinin de hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dava konusu yıl içerisinde düzenlenen 23.01.1996 tarihli 2 nci sicil üstü ayrılış sicil işlemi incelendiğinde ise; sicil üstünce davacı için iyi seviyede sicil notu takdir edildiği görülmektedir. 1996 yılı sicil döneminde davacının 07.09.199520.11.1995 tarihleri arasında Sos.Tes.Md.lüğü emrinde geçici görevle görev yaptığı K.K.K.lığının 27 Mayıs 2005 PER.:4031-290-05/Mrk.Ş.Sb.Astsb.İşl.Ks(1856) sayılı yazısından anlaşılmakta, davacının 14.12.1995-07.01.1996 tarihleri arasında izinli olduğu, 31.10.1995 tarihinden itibaren 20 gün istirahat aldığı, davacının 2 nci sicil üstünün ise emeklilik nedeniyle 27.12.1995 tarihinde izne ayrıldığı, bu nedenle davacının 2 nci sicil üstü ile 01.09.1995-06.09.1995 tarihleri arasında ve 20.11.199514.12.1995 tarihleri arasında birlikte görev yaptığı, 14.12.1995-07.01.1996 tarihleri arasında davacının izinli olduğu, 27.12.1995 tarihinde de davacının 2 nci sicil üstünün izne ayrıldığı hangi tarihte katıldığı bilinmemekle birlikte 23.01.1996 tarihinde ayrılış sicili tanzim edildiği görülmekle, o tarihte yürürlükte bulunan Subay Sicil Yönetmeliğinin 14 ncü maddesi gereği sicil üstü ile en az üç ay görev yapma şartını sağlamaması nedeniyle 2 nci sicil üstünce düzenlenen sicil işleminin yetki unsuru yönünden sakatlandığı ve hukuka aykırı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Yasal dayanaktan yoksun bulunan 02.05.1996 tarihli 1 nci ve 2 nci sicil üstü sicil işlemlerinin iptali isteminin REDDİNE;
2-)23.01.1996 tarihli 2 nci sicil üstü ayrılış sicil işleminin yetki unsurundaki hukuka aykırılık nedeniyle İPTALİNE,
(AYİM 1.D. 21.06.2005; E. 2005/252 K. 2005/715)
Emsal Karar 5
ÖZETİ: Dava konusu sicil döneminde sicil üstleriyle toplam 3 ay çalışmayan davacı
hakkında sıralı sicil üstlerince düzenlenen siciller hukuka uyarlı değildir.
Davacı, 10.06.2005 tarihinde AYİM kaydına giren dilekçesinde özetle; 1993 nasıplı muhabere sınıfı subaylar arasında 2003 yılında ani bir düşüşle 12 nci sıraya, 2004 yılında ise 21 nci sıraya gerilediğini, bunun 2003 ve 2004 yılında sicil üstlerinin subjektif nedenlerle düşük sicil verelerinden kaynaklandığını belirterek 2003 ve 2004 yılı 1 ve 2 nci sicil üstü sicil işlemlerinin iptalini talep ve dava etmiştir.
2003 yılı sicil işlemlerine ilişkin olarak:
Öncelikle yetki yönünden yapılan incelemede, dava dosyası ile özlük ve sicil dosyalarındaki bilgi ve belgelerden; 2001 yılı atamalarında Öğrt. Krl. Kursiyer Öğrenci Amirliğine atanan davacının 18.06.2001 tarihli görevlendirme emri ile Hrk. Ve Eğt. Şb. Md.lüğü emrine görevlendirildiği, burada görevine devam ederken 20.08.2002 – 26.02.2003 tarihleri arasında Bosna Çok Uluslu Güç’te görev yaptığı, birliğine dönmesini takiben yaklaşık 11 gün Hrk. Ve Eğt. Şb. Md.lüğünde görev yaptıktan sonra GES K.lığının 03 Mart 2003 tarihli emri ile 10.03.2003 tarihinde Harekat Analiz Şube Müdürlüğü Güvenlik Kısmında göreve başladığı, burada da 20 gün kadar görev yaptıktan sonra 31.03.2003 – 16.05.2003 tarihleri arasında Bl. K.lığı kursunu takip ettiği saptanmıştır. Görüldüğü üzere davacı 2003 sicil döneminde (30.08.2002’den 02.05.2003 tarihine kadar) birliğinde toplam yaklaşık 1 ay görev yapmıştır.
Subay sicil yönetmeliğinin “Sicil düzenleyebilmek için gerekli asgarî süre” başlığı altındaki 15 nci maddesi; “Bir sicil üstü, asil veya her ne suretle olursa olsun vekil olarak, o görev yerinde sicili düzenlenecek kimse ile beraber rütbesi değişmedikçe, o sicil dönemi içersinde fiilen en az üç ay görev yapmadıkça sicil düzenleyemez….” hükmünü içermektedir. 2003 sicil dönemine ilişkin olarak davacı hakkında 02.05.2003 tarihi itibariyle 1 nci sicil üstü olarak Hrk. Ve Eğt. Şb. Müdürünün, 2 nci sicil üstü olarak da Kurmay Başkanının sicil düzenlediği gözetildiğinde 3 ay birlikte çalışma koşulu gerçekleşmediğinden anılan üstlerinin notlu sicil yazma yetkilerinin bulunmadığı açıktır. Belirtilen nedenle; 2003 yılı sicil işlemleri yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğundan iptali yönünde karar vermek gerekmiştir.
2004 yılı sicil işlemlerine ilişkin olarak:
Dava dosyası, özlük dosyaları ile sicil belge ve defterlerinin incelenmesi neticesinde; 1993 yılında teğmen nasbedilen davacının 1994 yılından itibaren sicil almaya başladığı, ortalamaları yüksek (çok iyi ve mükemmel) seviyede olan bir sicil safahatı sergilediği, 2004 sicil döneminde; 1 nci sicil üstünce, yalnızca niteliklere ilişkin alt kıstaslar işaretlenmek suretiyle değerlendirme yapıldığı, ilave kanaat belirtilmediği, 2 nci sicil üstünün 1 nci sicil üstünün işaretlemelerine katıldığı, 3 ncü sicil üstünün ise değerlendirme yapmadığı, 1 ve 2 nci sicil üstlerince yapılan
işaretlemelerin nota tahvil edilmesi sonucunda ortaya çıkan sicil puanlarının “tam nota yakın-çok iyi” seviyede olduğu, niteliklere ilişkin alt kıstaslara menfi kanaat kabul edilen bir işaretleme de yapılmadığı, anılan sicil döneminde 3 kez yazılı olarak takdir edilen davacının, uyarı, yada ceza almadığı saptanmıştır.
Subay Sicil Yönetmeliğinin “Sicil üstlerinin görev ve sorumluluğu” başlıklı 5 nci maddesinde; “Sicil üstleri emri altındakiler hakkında sicil düzenlerken; üstlük ve komutanlığın en önemli olan özel yetkilerinden birini kullanırlar. Sicil üstleri; bu görevin önemini göz önünde tutarak, sicil belgelerindeki nitelikleri tam bir tarafsızlık, adalet ve vicdani kanaatle değerlendirmekten sorumludurlar. Aksi durum, ehliyetli olmayanların layık olmadıkları rütbe ve makamlara yükselmelerini, dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin yetenekten yoksun kişilerin elinde görevini yapamaz duruma düşmesi sonucunu doğurur. Hissi ve aşırı merhamet duygusuyla verilecek sicillerin, hak eden başka personelin hakkını ihlal edeceği, daima göz önünde bulundurulur…” denilmektedir.
Bilindiği üzere, özünde değerlendirme unsurunu barındırdığı ve bir değerlendirme sürecinin sonunda ortaya çıktığı için, sicil işlemleri, idarenin diğer işlemlerine nazaran takdir yetkisini yoğun olarak kullandığı işlem grubu içerisinde yer alır. Bu bağlamda sicil işlemlerinin denetimi, takdir yetkisinin eşit, adil, objektif ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı, bu yetkinin kullanımında hukuka aykırı bir durumun bulunup bulunmadığı yönünden yapılmak durumundadır. Sicil üstünün, ast’ı hakkında sicil düzenlemesi işleminin, tamamen üst’ün hareket alanı içinde kaldığını varsaymak da mümkün değildir. Zira Anayasanın 125 nci maddesinin 4 ncü fıkrasında “takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği” belirtilmiş, takdir yetkisinin denetlenmesi konusunda bir kısıtlama getirilmemiştir. Buna göre; yargı yerince denetlenemeyecek olan, hukuka uygun kullanıldığı tespit edilen takdir yetkisi olup, bu yetkinin kullanılma sürecindeki hukuka aykırılık halleri ise denetlenebilecektir.
Sicil işlemlerinde, takdir yetkisinin kullanılma sürecindeki hukuka aykırılık ise; uzun yıllar, belirgin bir çoğunlukla çok yüksek sicil notları ve olumlu kanaatler ile takdir edilmiş personele, genel safahatına ve uygulamaya istisna teşkil edecek ve göze çarpacak nitelikte (birden bire düşüşü izah eden makul ve kabul edilebilir nedenler öne sürülmeksizin) çok düşük sicil notları takdir edilmesi ve hakkında olumsuz kanaatler belirtilmesi durumunda ortaya çıkmaktadır.
Yukarıda belirtilen ölçütler doğrultusunda dava konusu 2004 yılı sicil işlemleri değerlendirildiğinde; davacı hakkında 1 ve 2 nci sicil üstü tarafından yapılan işaretlemelerin nota tahvil edilmesi sonucu ortaya çıkan sicil puanlarının tam nota yakın-çok iyi seviyesinde olmakla davacının genel sicil alma eğilimine uygun olduğu, diğer bir deyişle ani ve açık bir düşüşün söz konusu olmadığı, keza niteliklere ilişkin alt kıstaslara menfi kabul edilebilecek bir işaretleme de yapılmadığı, bu durumda sicil üstlerince sicil tam notundan bir-iki puan düşük not takdir edilmiş olmasının sicil üstlerinin takdir yetkilerini hukuka uygun olarak kullanmadıkları anlamına gelmeyeceği gibi takdir edilen notun dava konusu dönemde sicil üstleri tarafından verilen takdirnameler ile de çelişmediği açıktır. Belirtilen nedenlerle 2004 yılı sicil işlemleri bakımından hukuka aykırı bir durum bulunmadığından bu konudaki istemin reddi yönünde karar vermek gerekmiştir.
Davalı idare, davanın red kararı ile sonuçlanması halinde idare lehine vekalet ücreti talebinde bulunmuş ise de; idari davalarda, davalı idarenin Baş Hukuk Müşavirliği ve Davalar Dairesi Başkanlığı kadrosunda istihdam edilen memurları Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesine göre Avukatlık hizmetleri sınıfından olsalar dahi, idareyi, mahkemelerde Avukat sıfatıyla temsil edemeyecekleri, dolayısıyla davalı idare lehine dava sonuçlansa dahi idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmesinin mümkün olmadığı, bunun için açık bir yasal düzenleme gerektiği değerlendirilerek, davanın redle sonuçlanan kısmı için davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği sonucuna gidilmiştir.
Açıklanan nedenlerle;
1.Yasal dayanaktan yoksun bulunan, 2004 yılı 1 ve 2 nci sicil üstü sicil işlemlerinin iptali isteminin REDDİNE,
2.Yetki unsuru yönünden hukuka aykırı bulunan 2003 yılı 1 ve 2 nci sicil üstü sicil işlemlerinin İPTALİNE,
(AYİM 1.D. 27.12.2005; E. 2005/757 K. 2005/1350)
Emsal Karar 6
ÖZETİ: Atamalı olduğu görev yerindeki sıralı sicil üstleri ile dava konusu sicil döneminde toplam 50 gün görev yapan davacıya sıralı sicil üstlerince takdir olunan sicil işlemi hukuka aykırılıkla sakatlanmış bulunmaktadır.
Davacı 7.6.2005 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kayıtlarına giren dava dilekçesinde özetle; 2001 yılı atamalarında 7 nci Kor.Mu.Tb.Sah.Mu.İşl.Bl.K.lığına atandığını, ancak kadronun tensik edilmesi nedeniyle 2003 yılı atamalarında 7 nci Kor.Mu.Bl.Per.ve İk.Sb.lığına atandığını, aynı atamalarla 7 nci Kor.Mu.Bl.K.lığına atanan Mu.Bnb………’nın 28 Ağustos 2003 tarihinde göreve başladığını, 12 Ağustos 2003 tarihli görevlendirme emri ile 15 Ağustos 2003 tarihinden itibaren Diyarbakır Orduevi Levazım Müdürlüğünde görevlendirildiğini, bu görevini 05 Eylül 2003 tarihine kadar sürdürdüğünü, tefrik edildiği kursa katılmak amacıyla bu tarihte asli görevine iade edildiğini, 06 Eylül 2003-23 Ocak 2003 tarihleri arasında İngilizce kursuna katıldığını,23 Ocak 2004-01 Şubat 2004 tarihleri arasına 10 gün yıllık izin kullandığını, 02 Şubat 2004 tarihinde Bölüğüne katıldığını, 16 Şubat 2004 tarihinden itibaren de Kor.İsth.ve İKK.Ş.İGHM Bölüğü Terörü İzleme Sb.lığı’na görevlendirildiğini ve bu görevini sürdürmekte olduğunu, atama yeri olan 7 nci Kor.Mu.Bl.K.lığında 11 gün süre ile çalıştığını ve 2004 yılı 1 nci sicil üstü sicilini düzenleyen Mu.Bnb……….. ve 2 nci sicil üstü sicilini düzenleyen Yb……….. ile sicil düzenlenmesi için gerekli olan 3 ay birlikte çalışma koşulunun gerçekleşmediğini ifade ederek 2004 yılı 1 ve 2 nci sicil üstü sicil not ve kanaatlerinin iptali istemiyle bu davayı açtığı görülmektedir.
Davacıya ait özlük ve sicil dosyalarının incelenmesinde; 30.8.1995 tarihinde Teğmen rütbesi ile Türk Silahlı Kuvvetlerinde göreve başlayan davacıya ait sicillerin genelde çok iyi ve mükemmel seviyelerde, dava konusu 2004 yılı 1 ve 2 nci sicil üstü sicil işlemlerinin de yine çok iyi seviyede gerçekleştiği görülmektedir.
Davacı dava konusu 2004 yılı sicil işleminde öncelikle yetki yönünden sakatlık bulunduğu iddiasında olduğundan öncelikle bu husus irdelenmiştir.
Subay Sicil Yönetmeliğinin “Sicil düzenleyebilmek için gerekli asgari süre” başlıklı 15 nci maddesinde; “Bir sicil üstü, asil veya her ne suretle olursa olsun vekil olarak o görev yerinde sicili düzenlenecek kimse ile beraber rütbesi değişmedikçe, o sicil dönemi içerisinde fiilen en az üç ay görev yapmadıkça sicil düzenleyemez. …
Sicil süresi içinde kurs, izin, üç aydan az süreli geçici görev, istirahat, hastane ve hava değişimi gibi yasal mazeret sürelerinin toplam olarak bir ayı fiili görevden sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde dava konusunun değerlendirilmesinde; 2003 yılı atamalarında 7 nci Kor.Mu.Bl.Per.ve İk.Sb.lığına atanan davacının 15 Ağustos 2003-05 Eylül 2003 tarihleri arasında geçici olarak Diyarbakır Orduevi Levazım Müdürlüğünde görevlendirilmesi nedeniyle bu sicil döneminde 30.8.20045.9.2004 arası 5 gün, 06 Eylül 2003-23 Ocak 2003 tarihleri arasında İngilizce kursuna katılması, 23 Ocak 2004-01 Şubat 2004 tarihleri arasına 10 gün yıllık izin
kullanması nedeniyle kurs ve iznin bir ayı görevden sayılacağından, 6.9.200316.2.2004 arası 30 gün, 16 Şubat 2004 tarihinden itibaren de Kor.İsth.ve İKK.Ş.İGHM Bölüğü Terörü İzleme Sb.lığı’na görevlendirilmesi sebepleriyle 1.2.2004-16.2.2004 arası 15 gün bulunduğundan, atamalı olduğu 7 nci Kor.Mu.Bl.Per.ve İk.Sb.lığı görevinde 50 gün süre ile çalıştığı ve sonucunda da, davacı hakkında kuruluş bağlantısına göre 1 nci sicil üstü sicilini düzenleyen 7 nci Kor. Mu. Bl. K. Mu. Bnb. İ.Y. ve 2 nci sicil üstü sicilini düzenleyen 7nci Kor.MEBS Şube Müdürü Yb. M.K’nın davacı hakkında, sicil düzenleyebilmeleri için gerekli olan 3 ay birlikte çalışma koşulu gerçekleşmediği halde sicil düzenledikleri ve sonucunda da dava konusu 2004 yılı 1 nci ve 2 nci sicil üstü sicil işlemlerinin bu nedenle yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
İzah edilen nedenlerle;
2004 yılı 1 ve 2 nci sicil üstü sicil işlemlerinin yetki unsurundaki sakatlık yönünden İPTALİNE,
(AYİM 1.D. 17.12.2005; E. 2005/756 K. 2005/1213)
Emsal Karar 7
ÖZETİ: 1996 ve 1999 yılları sicil dönemlerinde sicil üstleri ile 3 ay birlikte çalışma şartını sağladığı görülen davacı hakkında düzenlenen sicil işlemlerinde hukuka aykırılık bulunmamakta olup kuruluş bağlantısına uygun sicil üstlerince düzenlenmeyen 2003 yılı sicil işleminin ise yetki yönünden hukuka aykırılıkla sakatlandığı görülmektedir.
Davacı, 29.07.2004 tarihinde AYİM’de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; 30.07.1995 tarihinde mezun olduğunu, 30 Ağustos’taki mezuniyet töreninden sonra Samsun’a katıldığını, Ocak 1996 sonuna kadar Samsun’da staj yaptığını, stajının geri kalanını GATA Haydarpaşa Hastanesi’nde yaptığını, bu nedenle stajyer ve Kurs Brl.Komutanının kendisini tanımadığını ve sicili de objektif kriterlerle vermediğini düşündüğünü, 1999 yılında ise 48 nci İç Güvenlik Tug.K.Yrd.Revir Baştabipliği görevini yaptığını, 1999 Ocak ayında 1 ay süre ile GATA’da kursa giderken Brl. Komutanına emrini sorduğunu, eşinin GATA’da tedavi olacağını yardım etmesini istediğini, kendisinin gerekli yardımı yapmadığını düşünerek Brl. K.nın objektif sicil vermediğini değerlendirdiğini, 1999 yılı genel atamaları ile 28 nci Mot.P.Tüm.Ds.KT.30 Yt.Seyyar Cerrahi Hst.Bştbp.liğine atandığını, kadro ve kuruluş gereği 1nci sicil amirinin Ds.Kt.K. olması gerektiği halde Shh.Tb.Komutanının da sicil verdiğini belirterek, 1996, 1999 ve 2001 yılları sicil işlemlerinin iptali istemiyle dava açmıştır.
Dava dosyası, davacıya ait Kuvvet Komutanlığı ve Kıt’a Özlük dosyaları ile sicil belge ve defterlerinin incelenmesi neticesinde; 1995 yılında teğmen nasbedilen davacının; 1996 yılından itibaren sicil almaya başladığı, genelde ortalamaları yüksek seviyede olan bir sicil safahatı sergilediği, dava konusu 1996 yılı sicil döneminde; 1nci sicil üstünce çok iyi seviyesine çok yakın iyi seviyesinde, 2nci sicil üstünce çok iyi seviyesinde sicil notu takdir edildiği, ayrıca kanaat belirtilmediği, bu dönemde davacının takdir ve herhangi bir ceza ve ikazının bulunmadığı, 1999 yılı sicil döneminde; 1 ve 2nci sicil üstlerince çok iyi seviyesine çok yakın iyi seviyesinde sicil notu takdir edildiği, her iki sicil üstünce ayrıca kanaat belirtilmediği, bu dönemde davacının 1 adet takdirinin bulunduğu, herhangi bir ceza ve ikazının bulunmadığı, 2001 yılı sicil döneminde; sicil belgelerinin değerlendirme kıstaslarının nota tahvili neticesi, 1 ve 2nci sicil üstlerince, çok iyi seviyesinde sicil notu düzenlendiği, yalnızca sicil değerlendirme kriterlerinin alt kıstaslarına işaretleme yapıldığı ilave kanaat belirtilmediği, davacının bu dönemde takdirinin bulunmadığı, 11 Nisan 2001 tarihinde bir yazı ile uyarıldığı, mesleki safahatı boyunca ise; toplam 1 adet şerit rozet ve 8 adet takdirle taltif edildiği, 04 Kasım 2004 tarihinde yazı ile uyarıldığı görülmektedir.
Davacının, 1996 yılı sicil döneminde kendisi hakkında sicil düzenleyen sicil üstleri ile 3 ay birlikte çalışma şartının sağlanmadığını, 2001 yılı sicil döneminde ise kuruluş bağlantısına uygun yetkili sicil üstlerince sicil verilmediğini ileri sürmesi nedeniyle bu hususların da irdelenmesi gerekmektedir.
Davalı idare savunmasında özetle; dava konusu sicil işlemlerinin yetki yönünden hukuka aykırı olmadığını, yetkili sicil üstlerince verilen sicillerin tüm unsurları yönünden hukuka uygun bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Yürürlükten kaldırılan Subay Sicil Yönetmeliğinin 14ncü, yürürlükte olan Subay Sicil Yönetmeliğinin 15nci maddesi hükümlerine göre bir subay hakkında sicil düzenlenebilmesi için subay ile sicil verecek amirin sicil döneminde birlikte en az üç ay fiilen görev yapması gerekmektedir.
1996 yılı sicil döneminde davacının 25.09.1995 tarihinde GATA Stj.Krs.Brl.K.lığına atandığı, bu sicil döneminde 02.01.1996-12.01.1996 tarihleri arasında GATA’da İlk ve Acil Yardım Tıp Kursu gördüğü, 18.09.1995-15.12.1995 tarihleri arasında Samsun Sahra Sıhhiye Okul K.lığında Temel Askerlik ve Sahra Sağlık Hizmetleri kursu gördüğü, kurslar dışında GATA STJ.Krs.Brl.K.lığında üç aydan fazla sure bulunduğunun açıkça görüldüğü, bu nedenle Subay Sicil Yönetmeliğinin 14ncü maddesi gereği davacının sicil üstleri ile 3 ay çalışma şartını sağladığı bu nedenle söz konusu sicil işlemlerinde yetki yönünden hukuka aykırılıktan söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Yürürlükte olan sicil yönetmeliğinin, atandıkları görev yerleri dışında çalıştırılanların sicil üstlerini düzenleyen 9ncu maddesi,” Kıt’a hizmetine tâbi subaylardan kıt’a görevine atananlar, atandıkları görev yeri dışında çalıştırılamazlar. Ancak zorunlu durumlarda bu gibi personelden, Kuvvet Komutanı veya Jandarma Genel Komutanının yetki vereceği makamın emri ile başka bir kıt’ada geçici olarak görevlendirilenlerle, bulundukları kıt’a ile birlikte kuruluş bağlantısı dışında başka bir birlik veya kurumun emir veya desteğinde görevlendirilenlerin; kıt’a görevini tamamlamış olan yahut kıt’a görevi zorunluluğu bulunmayan diğer subaylardan, zorunlu nedenlerle atandıkları görev yeri dışında çalıştırılanların ya da başka bir kıta veya kurumda geçici olarak görevlendirilenlerin, birliği ile birlikte başka bir birliğin emrine veya desteğine verilenlerin sicil üstleri, geçici görevlendirme süresi 3 ay ve daha fazla ise görev yaptıkları yerin kuruluş bağlantısına göre saptanır. Geçici görev emirleri, sicil belgelerine eklenir.” şeklindedir.
1999 yılı sicil döneminde, davacının herhangi bir yetki itirazı olmamakla birlikte, savcılık tarafından; davacının K.K.K.lığının emri ile 48 nci İç Güv.Tug.3 ncü İç Güv.Tb.Kh. ve Kh.Ds.Bl.Shh.Tk.K.lığına atandığı görülmektedir. Davacının atandığı görev yeri itibariyle Subay Sicil Yönetmeliğinin 6 ve 7 nci maddeleri gereği, davacının 1 nci sicil üstünün Kh. ve Kh.Ds.Bl.K., 2 nci sicil üstünün de 3 ncü İç Güv.Tb.K.olduğu görülmektedir. 48 nci İç Güv.Tug. K.Yrd.nın 15.07.1998 tarihli emri ile görevlendirme yapılmışsa da, sicil bağlantılarını ve yetkilerini değiştirecek şekilde Subay Sicil Yönetmeliğinin 9 ncu maddesinde belirtilen şartlar oluşmadığı ve yetkili Komutanlık tarafından görevlendirme yapılmadığı, aslında Garnizonda 3 ncü İç Güv.Tb.K.nın bulunduğunun şahsi dosyasındaki belgelerden ve ayrılış sicil belgesinden anlaşılmakla 1999 yılı 1 ve 2 nci sicil üstü sicil işleminin yetki yönünden hukuka aykırı olduğu şeklinde düşünce bildirilmiş ise de; 48 nci İç Güv.Tug.3 ncü İç Güv.Tb.Kh.ve Kh.Ds.Bl.Shh. Tk.K.lığına atanan davacının 48 nci İç Güv.Tug.K.Yrd.lığının 15.07.1998 tarihli yazısı ile 30 yataklı İaşeli Revir Baştabipliğine görevlendirilmesi ve görevlendirme emrinin sicil belgesine eklenmesi, Subay Sicil Yönetmeliğinin 9 ncu maddesinde belirtilen "..geçici görevlendirme süresi 3 ay ve daha fazla ise görev yaptıkları yerin kuruluş bağlantısına göre saptanır…” ifadesine uygun olması nedeniyle, davacıya 1 nci sicil üstü olarak Grn.K. tarafından sicil düzenlenmesinde yetki yönünden hukuka aykırılıktan söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
2001 yılı sicil dönemi incelendiğinde ise; davacının K.K.K.lığınca 28 nci Mot.P.Tüm. Ds.Kt.K.1 nci 30 Yt.Syy.Crh.Hst.Bştbp.V.ne atandığı, Tümen Komutanlığının 26.09.1998 tarihli emri ile, idari ve eğitim faaliyetlerinde meydana gelebilecek aksaklıkların giderilmesi maksadıyla 1 nci 30 Yt.Syy.Crh.Hst .nin aynı kışlada bulunan Shh.Tb.K.nın emir ve
komutasına verildiği görülmekte ise de, söz konusu görevlendirmenin, davacının 1999 yılı sicil döneminde olduğu gibi üç ayı geçen geçici görevlendirme kapsamında değerlendirilemeyeceği, burada personel görevlendirilmesinden ziyade kuruluş bağlantısı değişikliğinin söz konusu olduğu, bu nedenlerle normal kuruluş bağlantısına uygun olarak, Subay Sicil Yönetmeliğinin 6, 7 ve 9 ncu maddelerine göre davacının 1 nci sicil üstünün Ds.Kt.K.nı, 2 nci scil üstünün de Tüm. Komutanı olması gerektiği halde, 1 nci sicil üstünün Shh.Tb.K., 2 nci sicil üstünün de Ds.Kt.K.olması şeklinde tanzim edilen sicil işleminin yetki yönünden hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Yürürlükten kaldırılan Subay Sicil Yönetmeliğinin 4 ncü maddesinde ve Yürürlükte olan Subay Sicil Yönetmeliğinin “Sicil üstlerinin görev ve sorumluluğu” başlıklı 5 nci maddesinde, “Sicil üstleri emri altındakiler hakkında sicil düzenlerken; üstlük ve komutanlığın en önemli olan özel yetkilerinden birini kullanırlar. Sicil üstleri bu görevin önemini göz önünde tutarak, sicil belgelerindeki nitelikleri tam bir tarafsızlık, adalet ve vicdani kanaatle değerlendirmekten sorumludurlar. Aksi durum ehliyetli olmayanların, layık olmadıkları rütbe ve makamlara yükselmelerini, dolayısı ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin yetenekten yoksun kişilerin elinde görevini yapamaz duruma düşmesi sonucunu doğurur. Hissi ve aşırı merhamet duygusuyla verilecek sicillerin, hak eden bir başka personelin hakkını ihlal edeceği, daima göz önünde bulundurulur... Düzenledikleri sicillerdeki isabet derecesine göre sicil üstleri hakkında hüküm verilir.” denmektedir.
Bilindiği gibi, sicil işlemleri, idarenin diğer işlemlerine göre takdir yetkisinin yoğun olarak kullanıldığı bir işlem grubu olması nedeniyle farklılık arz etmekte olup, bunların denetimi, takdir yetkisinin eşit, adil, objektif ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı, bu yetkinin kullanımında hukuka aykırı bir durumun bulunup bulunmadığı yönünden yapılmak durumundadır. Sicil üstünün astı hakkında sicil tanzim etmesi işleminin, tamamen üstün hareket alanı içinde kaldığını varsaymak mümkün değildir. Zira, Anayasa’nın 125/4 ncü madde ve fıkrasında, “takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği” belirtilmiş, takdir hakkının denetlenmesi konusunda bir kısıtlama getirilmemiştir. Buna göre yargı yerince denetlenemeyecek olan husus hukuka uygun kullanıldığı tespit edilen takdir hakkı olmakla bu yetkinin kullanılma sürecindeki hukuka aykırılık halleri saptanmak suretiyle denetlenebilecektir.Sicil iptal davası dilekçe örneği
TSK sicil iptal davası
Sicil iptal davası emsal karar
<
Avukata Sor!