Konut Kredisi

Emsal Karar 1

OYAK Yönetim Kurulunca Konut kredileri faiz oranlarında yapılan değişikliğin belli bir tarihe kadar tapu alanları kapsamına karşın, bu karara aykırı şekilde OYAK Genel Müdürlüğünce belirtilen tarihin ileri çekilmesi ve bir kısım üyelere bu saptamaya göre işlem yapılması hukuka aykırı olduğu için; davacı memurun Yönetim kurulu kararı kapsamı dışında kaldığı da gözetilerek, gösterdiği emsallere itibar edilmesi mümkün değildir. 

Dairemizin 13.11.2001 tarih ve E.2001/541, K.2001/1213 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere, 9.2.2001 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek yeni faiz oranları ve OYAK Yönetim Kurulunun konuya ilişkin kararı, davalı Kurumca davacıya yazılı olarak bildirildiği gibi; davacının da tapusunu bu tarihten sonra alması karşısında yeni faiz oranlarına tabi olacağını bilmesi gerektiği tabiidir. Öte yandan 205 sayılı Kanunun 15 nci maddesindeki "Genel Müdür, Kurumun işlerini bu Kanun ile diğer mer'i mevzuat hükümlerine ve Yönetim Kurulu kararlarına göre yürütür. Kurumu, Genel Müdür temsil eder. Temsil vazifesini kendisi yapacağı gibi tevkil edeceği kimselere de yaptırabilir..." şeklindeki açık hüküm karşısında, Yönetim Kurulu kararlarına aykırı uygulamanın, bu meyanda 11.6.2001 tarihli Genel Müdürlük onayının davacı yönünden hak kazandırıcı bir mahiyeti olamayacağı da açıktır. Diğer bir deyişle, Genel Müdürlüğün söz  konusu "genişletici" uygulamasından bir kısım üyelerin yararlandırılmasının davacıya emsal olma özelliği olamayacağı gibi, Kurum kaynaklarının yasal dayanaktan yoksun biçimde israfı sonucunu doğuran bu uygulamanın ne davacıya ne de OYAK Yönetim Kurulu kararları kapsamı (9.2.2001'e kadar tapu edinenler) dışındaki kişilere hak kazandırıcı bir yönü bulunmamaktadır. Bu bakımdan, davacının tapu tarihi (14.2.2001) gözetilerek, OYAK Yönetim Kurulu Kararındaki (en geç 9.2.2001'e dek tapu edinme) istisnaya girmemesi karşısında, kendisi bakımından 9.2.2001'de yürürlüğe giren yeni konut kredisi faiz oranlarına tabi tutulması işleminin, sonucu itibariyle hukuka uyarlı düştüğü kanaatine ulaşılmış; Başsavcılığın aksi yöndeki Düşüncesine itibar edilememiştir. 

(AYİM.1.D.28.5.2002;E.2001/1405,K.2002/872) 

Emsal Karar 2

Davalı kurumdan konut kredisi alan davacı ile kurum arasında imzalanan sözleşme uyarınca saptanan faiz oranları, davalı kurumca tek yanlı olarak üye aleyhinde arttırılamaz.

Kurumun  gelir - gider     durumu   üyelerin  ekonomik   durumları ülkenin   ekonomik  koşulları    inşaat    maliyetlerindeki      artış  oranı  dikkate    alındığında bu  ödeme   koşullarında   çok  fahiş   bir  artırma  yapılmış  ise,  bu  durumda   takdir   yetkisi nin   açıkça   kötüye  kullanıldığından  söz  etmek   mümkündür.         

Dava   konusu  olayda   davalı  kurumun  kuruluş  amacı,   işleyiş  biçimi,   kurumda   her alanda   yetişmiş  uzman  personelin  mevcudiyeti göz  önüne  alındığında   ileriye  matuf    hesaplar  yapmak  suretiyle  konut  edindirmeden  do layı bundan  yararlanan   üyelerinin  ne  kadar  miktar  borç  ödeyeceğini   başlangıçta saptayıp,  talep  eden   günlerde   geri  ödeme biçiminde de  olsa bu  miktarları  ileri  aşamalarda  artırmaması   gerekmektedir.

Hal   böyle      olmasına      karşın     davacı   ile  davalı  kurum  arasında  davacıya  tahsis  olu nan   konut    için    09.02.1996  tarihli  yazı  ekinde  bulunan ödeme   planı  ve  koşulları  üzerinden   ödeme     yapılmaya    devam  edilmesi   gerekirken,  Genel  Kurulca   sonradan   alınan  karar  uyarınca   yasal    faiz uygulanıp  ödemenin   artırılmasına  ilişkin  işlem   hukuka  aykırı  bulunmaktadır.   

Nitekim  davacının  konumunda  olanların  geri    ödemelerinde  uygulanacak  faiz oranlarını    kısa  süre   içerisinde  iki  defa  değişikliğe  uğratan  ve  son  değişiklik  davacı   v e  konumunda  olanların  lehine  olacak  biçimde  tasarrufta  bulunan  davalı  kurumun  bu  uy gulaması  karşısında  faiz   oranlarının   ekonomik  koşullara  göre  artırılması  gerektiği   şekli ndeki   savunmasının   ne denli   objektif  olduğu  tartışılır   hale  gelmiştir.  

Böylece  güvenli  ve   istikrarlı   idare   ilkelerine  uygun   bir  uygulama  sergilemesi  gereken davalı  kurumun  bu  ilkelere  uygun    hareket  etmediği  ve   konuya  ilişkin   takdir  hakkına  yerinde  kullanmadığının  kabulü  ile,  dava  konusu  yapılan  işlemin  amacı   ve  neden  yönl erinden  hukuka  uygun  bulunmadığı   sonuç ve kanaatine  ulaşılmıştır. 

(AYİM. 1.D. 20.1.1998; E. 1997/392, K. 1998/60) 

Avukata Sor!


Diğer Başlıklar

Atamada Eş Durumu

Emsal Karar 1 Eşi devlet

06-12-2019

Kabul edilebilirlilik koşulları nelerdir ? Hangi hâllerde başvuru kabul edilebilirlik açısından reddedilir?

Bireysel başvurunun konusu, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden

28-11-2019

Sicilde Yetki Unsuru

Emsal Karar 1ÖZETİ : Yönetmeliğin 24’ncü maddesinde düzenlenen “katılma” usulünün, salt

03-12-2019