Kabul edilebilirlilik koşulları nelerdir ? Hangi hâllerde başvuru kabul edilebilirlik açısından reddedilir?
Bireysel başvurunun konusu, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden
28-11-2019Emsal Karar 1
ÖZETİ: Davacı ile 3 ay birlikte çalışma şartını sağlamayan 1 nci sicil üstü ile subjektif olarak sicil notu takdir ettiği görülen 2 nci sicil üstü sicil işlemleri ile
buna dayalı olarak tesis edilen kademe ilerlemesi yaptırılmaması işlemi hukuka aykırılıkla sakatlanmış bulunmaktadır.
Davacı, 18 Ekim 2004 tarihinde Üsküdar 5nci Asliye Hukuk Mahkemesi kaydına, 20 Ekim 2004 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kayıtlarına geçen dava dilekçesi ile 14 Aralık 2004 ve 18 Şubat 2005 tarihlerinde kayda geçen cevaba cevap dilekçelerinde özetle; İstanbul İl J.K.lığının 19.08.2004 tarihli ve Ümraniye İlçe J.K.lığına 02.09.2004 tarihli yazıları ile kademe – derece ilerlemesi yapamadığının kendisine tebliğ edildiğini, 1999 yılı genel atamaları ile Alemdağ J.Krk.K.lığı emrine, 2001 yılı il içi atamaları ile Ümraniye İlçe J.K.lığı 92.J.Trf.Tim.K.lığı emrine atandığını, 92.J.Trf.Tim Komutanı J.Üçvş. ……… ile 23.10.2003 tarihine kadar birlikte çalıştığını, bu Tim K.nı ile aralarındaki sorun nedeniyle beraber çalışmak istemediğine ilişkin müracaatta bulunması üzerine 2nci sicil üstü ve Birlik Komutanı Ütğm. …..’ın sözlü emirleri ile 23.10.2003 tarihinde 91.J.Trf.Tim K.lığı emrine görevlendirildiğini, 05.07.2004 tarihine kadar bu Tim’de görev yaptığını, 2004 yılı sicil döneminde 91.J.Trf.Tim K.’nı J.Bçvş. ……. ile birlikte çalıştığını, durumun böyle olmasına rağmen 2004 yılı sicil döneminde fiilen birlikte çalışmadığı J.Üçvş. …….’ın kendisine yetkisi olmadığı halde 1nci sicil üstü olarak sicil düzenlediğini, normalde 1nci sicil üstü olarak J.Bçvş. …….’nin sicil düzenlemesi gerektiğini, 91nci J.Trf.Tim K.lığı emrinde görev yaparken herhangi bir ceza ve ikaz almadığını, sadece 23.10.2003 tarihinde bir “uyarı” cezasının bulunduğunu, bu cezanın da 2004 yılı sicil notunun sicil tam notunun %60’ının altında verilmesine sebep oluşturmayacağını düşündüğünü belirterek 2004 yılı sicil işlemlerinin iptali ile kademe ilerlemesi yapılmaması işleminin iptalini talep ve dava etmiştir.
AYİM Başsavcılığı düşünce yazısında davacının “Rütbe Terfii” ve “Rütbe Kıdemliliği” konusunda talepleri bulunduğu değerlendirilmiş ise de gerek davacının dava dilekçesinin “Sonuç ve Talep” bölümünde gerek davacının cevaba cevap dilekçeleri ile davacı vekilinin duruşma esnasında açıkça belirttiği üzere dava konusu uyuşmazlığın “2004 yılı sicil işlemlerinin iptali ve buna bağlı olarak kademe ilerlemesi yapılmaması işleminin iptali” taleplerine bağlı olduğu anlaşılmakla bu iki talep çerçevesinde yargısal denetim yapılmıştır.
I. 2004 yılı 1 ve 2nci sicil üstü sicil işlemlerinin iptaline ilişkin istemin değerlendirilmesi: 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanununun 32nci maddesiyle, Uzman Jandarma statüsünde bulunan personel hakkındaki sicil işlemlerinin düzenlenmesi Yönetmelik hükümlerine bırakılmıştır.
Uzman Jandarma Atama ve Sicil Yönetmeliğinin 29ncu maddesinde; sicil üstlerinin emri altındakiler hakkında sicil düzenlerken üstlük ve komutanlığın en önemli ve özel yetkilerinden birini kullandıklarının ayırdında olarak sicil belgesindeki nitelikleri tam bir tarafsızlık, adalet ve vicdani kanaatle değerlendirmekten sorumlu oldukları belirtilmiştir.
Sicil üstlerinin hukuken kabul edilebilir nedenlere dayanmaksızın astlarının istikrarlı olan ve yüksek seviyede gerçekleşen sicil eğiliminden ani ve açık bir sapmaya yol açacak ve safahatıyla çelişecek şekilde not ve kanaat belirtmeleri durumunda takdir yetkisinin objektif sınırlar dışında ve hukuka aykırı bir şekilde kullanıldığından söz edilebilecektir.
Uzman Jandarma Atama ve Sicil Yönetmeliğinin 31nci maddesinde Uzman Jandarmaların Askeri sicil üstlerinin, kuruluş bağlantısına göre Uzman Jandarmanın amiri olduğu belirtilmiş ve kimlerin yetkili birinci sicil üstü olacağı görev ve makamlarına göre açıkça düzenlenmiştir. Anılan Yönetmeliğin 36ncı maddesinde ise, atandıkları görev yerleri dışında çalıştırılanların sicil üstlerinin nasıl tespit edileceği ve 3 (Üç) aydan daha fazla süre ile geçici görevlendirilen uzman jandarmalar hakkında görev yaptıkları yerin kuruluş bağlantısına göre yetkili üstleri tarafından sicil düzenleneceği belirtilmiştir. Ayrıca Yönetmeliğin 45nci maddesinde “Bir Uzman Jandarma hakkında sicil düzenlenebilmesi için o uzman jandarmanın sicil süresi içinde, sicil verecek amiri ile birlikte en az üç ay fiilen görev yapması şarttır.” düzenlenmesi yer almaktadır.
Davacının 2004 yılı 1nci sicil üstü hakkında “yetki” itirazın da bulunduğu da göz önüne alınarak 2004 yılı sicil döneminde yetkili sicil üstleri tarafından sicil düzenlenip düzenlenmediği hususunun öncelikle irdelenmesi gerekmektedir.
2001 yılı İl içi atamalarından ihtisas olarak Ümraniye İlçe J.K.lığı 92nci J. Trafik Tim K.lığı emrine atanan davacının, 2004 yılı sicil belgesinde de Ümraniye İlçe J.K.lığı 92nci J.Trf. Tim. Elemanı olarak görev yaptığının belirtildiği görülmektedir. Ayrıca 2004 yılı sicil belgesinin ekinde davacının 92nci J.Trf. Tim.K.lığı emrinden alınarak 91nci J.Trf. Tim.K.lığı emrine görevlendirildiğine ilişkin herhangi bir açıklama ve belge bulunmadığı açıktır. Ancak, dava dosyasında bulunan “J. Trafik Timi Günlü Görev Formu” belgelerinden davacının 23 Ekim 2003 tarihinde itibaren fiilen 91nci J.Trf.Tim.K.lığı emrinden görevlendirildiği ve bu Tim’deki görevini en az 30 Haziran 2004 tarihine kadar sürdürdüğü açıkça anlaşılmaktadır. Nitekim davalı idarenin 26 Ocak 2005 tarihinde AYİM kayıtlarına geçen ikinci cevap dilekçesinde de davacının 23.10.2003 tarihinde 91.J.Trf.Tim.K.lığı emrine görevlendirildiği ve sicil belgesinde 1nci sicil üstü olarak sicil düzenleyen J.Üçvş. ……… ile 30.08.2003 – 23.10.2003 tarihleri arasında toplam 1 (bir) ay 23 (Yirmi üç) gün çalıştığı belirtilmek suretiyle görev formlarında bulunan bilgilerin doğrulandığı görülmektedir. Bu bilgi ve belgeler ışığında davacının 2004 yılı sicil döneminde kendisi hakkında 1nci sicil üstü olarak sicil düzenleyen 92 J.Trf.Tim K.nı J.Üçvş. ……… ile toplam 1 (bir) ay 23 (Yirmi üç) gün fiilen birlikte çalıştığı dolayısıyla Uzman Jandarma Atama ve Sicil Yönetmeliğinin 45nci maddesi uyarınca “en az fiilen üç ay birlikte görev yapma” şartını sağlayamadığı tüm tartışmalardan uzak bir şekilde açıktır.
Davalı idare, 2004 yılı sicil belgesinde, davacının görev değişikliği ile ilgili herhangi bir açıklama ve ekinde belge bulunmadığını ileri sürmüş ise de; bu durumun üç aydan fazla süre ile atandığı görev yerinden farklı bir görev yerinde (91nci J.Trf. Tim Elemanlığı) çalıştığı dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılan davacının Uzman Jandarma Atama ve Sicil Yönetmeliğinin 31, 36 ve 45nci maddeleri kapsamında kendisi hakkında sicil düzenleyen 2004 yılı 1nci sicil üstü ile en az üç ay birlikte görev yapma şartını sağlayamadığı gerçeğini değiştirmeyeceği açıktır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde 2004 yılı sicil döneminde davacı hakkında, anılan Yönetmeliğin 31, 36 ve 45nci maddelerinde belirtilen şartları sağlayamayan sicil üstü tarafından sicil düzenlendiği değerlendirilmekle, 2004 yılı 1nci sicil üstü sicil işleminin “yetki” unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
2004 yılı sicil döneminde sicil belgesindeki nitelikleri 1nci sicil üstünden bağımsız olarak ancak aynı şekilde işaretleyen 2nci sicil üstü sicil işleminde “yetki” unsuru yönünden hukuka aykırılık tespit edilmemiş ise de bu sicil işleminin “takdir yetkisinin” kullanılması yönünden ayrıca irdelenmesi gerekmektedir.
Dava dosyası ve davacıya ait özlük dosyaları ile sicil belgelerinin incelenmesi neticesinde 2000 yılında statüye giren davacının genel sicil eğiliminin mükemmele yakın çok iyi seviyede olduğu ve 2004 yılı sicil dönemi içinde olmak üzere 23.10.2003 tarihli “uyarı” disiplin cezasının bulunduğu anlaşılmaktadır.
2004 yılı 2nci sicil üstü tarafından davacı hakkında “yeterli” seviyenin altında sicil notu, mülki sicil üstü tarafından ise “yeterli” seviyede sicil notu takdir edildiği görülmektedir. Anılan sicil döneminde 2nci sicil üstü tarafından düzenlenen sicil notunun davacının genel sicil eğiliminde ani ve açık bir düşüşe neden olduğu, bu düşüşü açıklayacak herhangi bir hukuki bilgi ve belgenin de mevcut olmadığı açıktır. Davacının 2004 yılı sicil döneminde bir adet “uyarı” disiplin cezası ile cezalandırıldığı görülmekle beraber, anılan disiplin cezasının, davacının görev değişikliğine neden olan ve önceki görev yerindeki 92nci J.Trf. Tim Komutanını şikayetinden kaynaklanan bir ceza olduğu göz önüne alındığında, bu disiplin cezasının nitelik ve nicelik olarak davacının sicil notunun kademe ilerlemesi yapmasını engelleyecek şekilde düşürülmesinin hukuki gerekçesini oluşturamayacağı değerlendirilmiştir. Ayrıca, davacı hakkında mülki sicil üstü tarafından “yeterli” seviyede takdir edilen sicil notunun da davacının genel sicil eğiliminde ani ve açık bir sapmaya neden olduğu tartışmasız olarak açıktır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde; 2004 yılı sicil işlemlerinin hukuka aykırı olduğu değerlendirildiğinden iptaline karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
II. Kademe ilerlemesi yaptırılmaması işleminin iptaline ilişkin istemin değerlendirilmesi:
Uzman Jandarma Atama ve Sicil Yönetmeliğinin “Kademe İlerlemesi Yapacak Uzman Jandarmalar” başlıklı 59ncu maddesinde; “Rütbe terfii sırasında bulunmayanlar veya rütbe terfi sırasında bulunup da rütbe terfii yapamayan Uzman Jandarmalar kademe şartlarını taşımaları halinde 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun EK-IX sayılı Cetvelindeki Gösterge Tablosuna göre kademe ilerlemesi yapabilirler. / Uzman Jandarmaların aşağıda yazılı esaslara göre her yıl kademe ilerlemesi yaptırılır. / a. Bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmış olmak / b. O yıl ki sicil notu (askeri ve mülki sicil notları toplamının ortalaması) sicil tam notunun %60 ve daha yukarısında olmak / c. Bulunduğu rütbede ilerleyebileceği kademe bulunmak” düzenlemesi mevcuttur.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacı hakkında “kademe ilerlemesi yapılmaması” işleminin hukuki dayanağının davacının 2004 yılı sicil
döneminde sicil notunun, sicil tam notunun %60’ının altında olmasından kaynaklandığı görülmektedir. Davacının diğer şartları sağladığı ve diğer şartlar açısından bir uyuşmazlık söz konusu olmadığı açıktır.
Yukarıda açıklandığı üzere; 2004 yılı sicil işlemlerinin hukuka aykırı sonucuna ulaşıldığından davacı hakkında tesis edilen “Kademe ilerlemesi yaptırılmaması” işleminin hukuki dayanağı kalmamaktadır. 2004 yılı sicil döneminde hakkında sicil düzenlenen ancak düzenlenen bu sicil işlemlerinin hukuka aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilen davacının kademe ilerlemesinin önüne geçen “sicil notunun sicil tam notunun %60 ve daha yukarısında olmak” şartını sağladığı anlaşılmakla, hukuki dayanağı bulunmayan “kademe ilerlemesi yapılmaması” işleminin iptalinin gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle;
1- 2004 yılı sicil işlemlerinin hukuka aykırı olması nedeniyle İPTALİNE,
2- 2004 yılı kademe ilerlemesi yapılmaması işleminin İPTALİNE,
(AYİM 1.D. 14.06.2005; E. 2005/485 K. 2005/692)Emsal Karar 2
ÖZETİ: Davacı hakkında takdir olunan kademe ilerlemesini engelleyecek seviyedeki sicil işlemini, verilmiş disiplin cezaları izah edecek mahiyette bulunmayıp,haklılığını gösterir başkaca bir bilgi ve belgenin de mevcut olmaması karşısısında, bu sicil işleminde hukuka uyarlılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı vekili 04.12.2003 tarihinde AYİM’de kayda giren dava dilekçesinde özetle; müvekkiline 29 Eylül 2003 tarihinde kademe ilerlemesi yapamadığının tebliğ edildiğini, bu durumun, 2003 yılına ait sicil üstlerinin daha önceki yıllarda müvekkilinin geçirmiş olduğu trafik kazaları sonucu zaman zaman unutkanlık olması nedeniyle kendisine olumsuz tavır alarak, başarı ve özveri ile çalışmasına karşın haksız düşük sicil vermelerinden kaynaklandığını iddia ederek; müvekkilinin 2003 yılına ait 1 ve 2 nci sicil üstü sicilleri ile buna bağlı olarak kademe ilerlemesi yapılmaması işleminin iptaline ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacının Yürütmenin durdurulmasına ilişkin istemi AYİM 1 nci Dairesinin 22.12.2003 tarih ve Gensek No:2003/3053, Esas No:2003/1504 sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Davalı idare davada süre aşımı bulunduğunu ileri sürmekte ise de; davacının dilekçesinde kademe ilerlemesi yapamadığını 29.09.2003 tarihinde öğrendiğini beyan etmesi, dosyada bu tarihten önce öğrendiğine dair herhangi bir iddia veya tebliğ tebellüğ belgesi bulunmaması ve davacının bu tarihten itibaren yasal 60 günlük süre içinde İstanbul 4 ncü İdare Mahkemesi kayıtlarına giren dilekçe ile dava açmış olması nedeniyle davanın yasal süresi içinde açıldığı ve davada süre aşımı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacıya ait özlük ve sicil dosyaları ile sicil defterlerinin incelenmesi neticesinde; dava konusu 2003 yılı 1 nci sicil üstü sicil notunun yeterli seviyesine yakın ve yetersiz seviyede olduğu, 2 nci sicil üstü sicil notunun yeterli seviyede olduğu, 1 nci sicil üstünün 12 maddede, 2 nci sicil üstünün 9 maddede olumsuz kanaat oluşturan kıstaslarda işaretleme yaptıkları, davacının diğer sicillerinden 3 yıla ilişkin olanının yeterli, diğerlerinin iyi ve çok iyi seviyede olduğu, 2002 yılı sicil notunun K.K.K.lığı Sicil Denetleme ve Değerlendirme Kurulunca iptal edildiği, 2001 yılı sicil notunun çok iyi seviyede olduğu, mesleki safahatında 7 takdir 1 ödül aldığı, bunlardan dava konusu sicil dönemine ilişkin olan bulunmadığı, dava konusu sicil döneminde mesai saatleri içinde görev yerinde bulunmaması ve verilen emri yerine getirmemesi nedenleriyle iki kez “uyarı” cezasıyla cezalandırıldığı, bunun dışında disiplin tecavüzleri nedeniyle 06.01.1989 tarihinde “tevbih”, 05.01.2001 ve 30.03.2001 tarihlerinde “şiddetli tevbih” cezalarıyla cezalandırıldığı, davacının 2003 yılı sicil notunun yetersiz seviyede olması nedeniyle 2003 yılında kademe ilerlemesi yapamadığı, davacının 1994 yılında trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle uzun süre tedavi ve istirahat dönemi geçirdiği, davacı hakkında 1997 yılı 1 nci sicil üstü kanaatinde “geçirdiği trafik kazası nedeniyle unutkanlığının bulunduğu” yönünde kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Sicil işlemleri, sicil üstlerinin emri altındakiler hakkında üstlük ve komutanlığın en önemli olan özel yetkilerini kullanılmak suretiyle tesis edilirler. Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevini en iyi şekilde yapabilmesi için sicil üstlerinin hakkında sicil düzenlenecek personeli
çok iyi tanıması, her türlü tavır ve hareketlerini, disiplin ve itaatını, yeteneklerini tam ve doğru bir şekilde tespit etmesi gerekmektedir. Sicil verme görevinin yerine getirilmesinde sicil üstleri, taktir yetkisine sahip olmakla birlikte, tam bir tarafsızlık, adalet ve vicdani kanaatle değerlendirme yapmakla yükümlüdürler.
Sicil işlemleri tesis edilirken takdir yetkisinin kullanılmasında hukuka aykırılık teşkil eden durum, meslek hayatı boyunca istikrarlı bir şekilde çok yüksek sicil notları ve olumlu kanaatler ile takdir edilen personelin, sicil safahatına bariz bir aykırılık oluşturacak şekilde ve birden bire ortaya çıkan, kabul edilebilir nedenler öne sürülmeksizin düşük sicil notları ile takdir edilmesi ve hakkında olumsuz kanaatler belirtilmesi halidir.
Yukarıda yapılan tespitler doğrultusunda dava konusu 2003 yılı sicil notları değerlendirildiğinde; söz konusu dönemlerde 1 ve 2 nci üstleri tarafından takdir edilen sicil notlarının davacının genel sicil safahatına göre düşük olması, geçirdiği trafik kazası sonucu uzun sure tedavi gören davacı hakkında 1997 yılı 1 nci sicil üstü kanaatinde “geçirdiği trafik kazası nedeniyle unutkanlığının bulunduğu” yönünde kanaat belirtmiş olması, davacının dava konusu sicil döneminde mesai saatleri içinde görev yerinde bulunmaması ve verilen emri yerine getirmemesi nedenleriyle iki kez “uyarı” cezasıyla cezalandırılmış olmasının hakkında kademe ilerlemesini engelleyici ve yetersiz sicil düzenlenmesini haklı kılmaya yeterli olmaması, dosyada söz konusu yetersiz sicili izah edip haklı kılabilecek davacı aleyhine yeterli bilgi ve belge mevcut olmaması nedenleriyle söz konusu sicillerin sübjektif değerlendirme sonucu verilmiş olup hukuka aykırı olduğundan iptaline karar verilmesi gerektiği, hal böyle iken hukuka aykırı olan ve iptal edilen bu sicillere dayalı olarak tesis edilen davacı hakkındaki 2003 yılı kademe ilerlemesi yaptırılmaması işlemi de yasal dayanaktan yoksun kaldığından bu işlemin de iptali gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Hukuka aykırı olduğu sonucuna varılan 2003 yılı 1 ve 2nci sicil üstü sicil notlarının ve bu sicile dayalı olarak 30.08.2003 tarihinde kademe ilerlemesi yaptırılmaması işleminin İPTALİNE,
(AYİM 1. D. 28.09.2004; E.2003/1504, K.2004/945)Emsal Karar 3
ÖZETİ: Sicil safahatı başarılı olan ve dava konusu sicil dönemi içerisinde ağır disiplin ihlali olarak nitelendirilmesi mümkün görülmeyen bir disiplin cezası bulunan davacının, sicil tam notunun %60’ın altına düşen sicil notu ile takdir edilmesi ve buna dayalı olarak kademe ilerlemesi yaptırılmaması işlemi hukuka aykırı görülmüştür .
Davacı 31.10.2002 tarihinde Kastamonu Sulh Hukuk, 04.10.2002 tarihinde de Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaydına giren dava dilekçesinde özetle; Kastamonu İl J.K.lığı Hrk.Eğt.Kor.Hiz.Şb.Müd. olarak görev yapmakta olduğunu, görevini başarıyla yürütmesi nedeniyle asli görevinin yanında farklı 3 görevi de ek görev olarak yürütmekte olduğunu, 2002 sicil döneminde yetersiz sicil alması nedeniyle kademe ilerlemesinin yapılmadığını, anılan dönemde bir uyarı cezası dışında başka cezasının bulunmadığını, buna karşılık 19.06.2002 tarihinde 1 nci sicil üstünden takdir aldığını ve bunun bir tezat oluşturduğunu, bu nedenle kademe ilerlemesi yaptırılmamasının hukuka aykırı olduğunu belirterek işlemin iptaline karar verilmesi talebiyle bu davayı açtığı görülmektedir.
Davacıya ait özlük ve sicil dosyalarının incelenmesi neticesinde; 30.08.1982 tarihinde J.Astsb.Çvş. rütbesi ile Türk Silahlı Kuvvetlerinde göreve başlayan davacıya sicil almaya başladığı, 1983’ten bu yana ağırlıklı olarak iyi ve çok iyi seviyelerde siciller takdir edildiği, dava konusu 2002 yılı sicilinin ise menfi olarak gerçekleştiği ve bu nedenle kademe ilerlemesi yapamadığı ve bu dönem 30.12.2001 tarihinde bir uyarı cezası, 19.6.2002 tarihinde de bir takdir verildiği görülmektedir.
Astsubay Sicil Yönetmeliğinin “Sicil üstlerinin görev ve sorumluluğu” başlıklı 5 nci maddesinde, “Sicil üstleri emri altındakiler hakkında sicil düzenlerken; üstlük ve komutanlığın en önemli özelliği olan özel yetkilerinden birini kullanır. Sicil üstleri bu görevin önemini göz önünde tutarak, emri altındakiler hakkında sicil düzenlerken sicil belgelerindeki niteliklere tam bir tarafsızlık, adalet ve vicdani kanaatle not takdir etmelidir...” denilmektedir.
Bilindiği üzere; askerlik müessesesinde her türlü yükselme, taltif, yurtiçi ve yurtdışı kurs, öğrenim ve görevlendirmelerde personelin sicilleri büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle sicil üstleri üstlük ve komutanlığın en önemli özel yetkilerinden olan sicil verme yetkisini kullanırken mutlaka objektif olmak durumundadırlar. Ayrıca her ne kadar sicil işlemlerinin idarenin diğer işlemlerine göre takdir yetkisinin daha yoğun olarak kullanıldığı işlemler grubunda olması ve T.C.Anayasa’sının 125/4 ve 1602 sayılı Kanunun 21/2 nci maddelerinde belirtildiği üzere, takdir yetkisini ortadan kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği göz önünde tutulsa da, burada denetlenemeyecek olan husus hukuka uygun kullanıldığı tespit edilen takdir hakkı olup, bu hakkın hukuka aykırı ve yanlış kullanıldığının anlaşılması halinde, idarenin sicil tanzimi konusundaki takdir yetkisi de denetlenebilecektir.
Sicil işlemlerindeki hukuka aykırılığın kendisini gösterdiği durum ise; uzun yıllar boyunca belirgin bir çoğunlukta çok yüksek sicil notları ve olumlu kanaatler ile takdir edilen personelin, genel gidişata ve uygulamaya istisna teşkil edecek biçimde ve göze çarpacak nitelikte, ayrıca birden bire düşüşü açıklayan makul nedenler öne sürülmeksizin düşük sicil notları ile takdir edilmesi ve hakkında olumsuz kanaatlerin belirtilmiş olmasıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde dava konusuna dönüldüğünde; davacının sicillerinin mesleğinin ilk yıllarından itibaren iyi ve çok iyi seviyelerde gerçekleştiği, dava konusu 2002 yılı sicilinin menfi gerçekleşmesi ve not olarak oldukça düşürülmüş olması karşısında bu düşüşü haklı gösterebilecek bir belgenin bulunmadığı, her ne kadar bu dönem 30.12.2001 tarihinde verilmiş bir uyarı cezası bulunsa da ceza konusu fiilin ağır bir disiplin ihlali olarak nitelendirmesinin mümkün olmadığı gibi cezanın bu denli düşük not kadirini haklı gösterecek mesabede olmadığı, kaldı ki bu dönem verilmiş bir takdirinde söz konusu olması nedeniyle bu nedenle de dava konusu 2002 yılı sicilinin hukuka ve Astsubay Sicil Yönetmeliği hükümlerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bilindiği üzere 926 Sayılı TSK. Personel Kanununun 93 ve Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 49 ncu maddeleri uyarınca astsubayların kademe ilerlemesi yapabilmesi için o sicil yılında gerçekleşen sicil notunun, sicil tam notunun %60 ve daha yukarısında olması zorunlu bulunmaktadır. Davacının 2002 yılı sicil notunun sicil tam notunun %60’ının altında teşekkül etmesi nedeniyle kademe ilerlemesi yapamadığı dikkate alındığında, söz konusu sicilin iptali cihetine gidildiğinden kademe ilerlemesi yaptırılmaması işlemi de sebep unsuru itibariyle hukuka aykırı duruma düşüp, iptali gerektiği sonuç ve kararına ulaşmıştır.
Açıklanan nedenlerle;
Davacının 2002 yılı sicilinin ve bu sicile dayanılarak kademe ilerlemesi yaptırılmaması İŞLEMİNİN İPTALİNE,
(AYİM 1.D. 13.1.2004; E.2002/1841, K.2004/72)Emsal Karar 4
ÖZETİ: Davacı astsubayın safahatı ile bağdaşmayan ve herhangi bir belgeye de dayalı bulunmayan menfi sicil ile buna dayanılarak tesis edilen kademe ilerlemesinin yaptırılmaması işlemi hukuka aykırılıkla sakatlanmıştır.
Davacı, 22 Ocak 2001 tarihinde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; kademe ilerlemesi yapamadığı hususunun kendisine tebliğ edilmesi üzerine idareye müracaat ettiğini, kademe ilerlemesi yapamamasının sebebinin 2000 yılı sicilinin %60’ın altında gerçekleşmesi olduğunu öğrendiğini, bu sicil dönemi içerisinde görevini başarıyla sürdürdüğü, hiçbir uyarı ve ikaza muhatap olmadığı halde hakkında düşük sicil notu takdir edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek 2000 yılı sicilinin ve buna bağlı olarak tesis edilen kademe ilerlemesi yaptırılmaması işleminin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davacıya ait özlük ve sicil dosyalarının incelenmesi neticesinde; 1998 yılında Astsb.Çvş. nasbedilen davacının 1999 yılı sicilinin iyi seviyede olduğu, 2000 yılı sicil döneminde de 1999 yılı sicil döneminde olduğu gibi 31.08.1998 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 28.12.1998 tarihinde yürürlüğe giren Astsubay Sicil Yönetmeliği gereğince sicil üstleri tarafından not ile değerlendirilmeyip sicil belgesinde sorulan hususlara uygun şıklar işaretlenmek üzere sicil düzenlendiği, 1 nci sicil üstü tarafından belirtilen tüm kanaatlere 2 nci sicil üstü tarafından da iştirak edildiği, sicil belgesinde belirtilen kanaatlerin daha sonra nota çevrilmesi sonucunda yeterli seviyeye yakın, takip ve kontrolü gerektirir bir notun ortaya çıktığı, 2001 yılı sicil belgesi aslının dosyada bulunmadığı, sicil belgesi fotokopisinde, işaretlenen şıkların nota tahvil edilmediği ancak görev performansına yönelik nitelik belgesinde davacının görevindeki sorumluluk duygusunun yüksek, görev bilgisi ve hakimiyetinin mükemmel olduğuna, görev tanımında belirtilen vazifeleri çok iyi yaptığına ilişkin şıkların işaretlendiği, 1999 ve 2000 yılı sicil dönemlerinde 1 nci sicil üstünün aynı personel olduğu görülen davacının iptalini talep ettiği 2000 yılı sicil döneminde herhangi bir ikaz yada cezaya muhatap olmadığı, meslek hayatı boyunca 28.09.2000, 16.01.2001 ve 27.04.2001 tarihlerinde takdirle taltif edilen davacının 03.03.1999 ve 15.11.2000 tarihlerinde uyarı cezasıyla tecziye edildiği, kademe ilerlemesi yapamadığı hususunun davacıya hangi tarihte tebliğ edildiği belli olmamakla birlikte bu konuya ilişkin komutanlık yazısının 25 Ağustos 2000 tarihli olduğu, davacının kademe ilerlemesi yapamama nedeninin araştırılması talebiyle 06.10.2000 tarihinde yaptığı müracaata idarece verilen cevabın 03,12.2000 tarihinde tebliğ edildiği, davacının bunun üzerine 22.01.2001 tarihinde AYİM kayıtlarına giren dilekçeyle süresinde dava açtığı müşahede edilmiştir.
Astsubay sicillerinin hangi esas ve şekillere göre düzenleneceğini belirleyen Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 4 ncü maddesine göre özetle; sicil üstlerinin emri altındakilere sicil düzenlenirken, belgelerindeki niteliklere tam bir tarafsızlık, adalet ve vicdani kanaatle not takdir etmeleri gereklidir. Zira Türk Silahlı Kuvvetlerinde bir üst rütbeye yükselme, yurt için ve yurt dışı kurs, öğrenim ve görevlendirmelerde personel sicilleri büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle sicil amirleri üstlük ve komutanlığın en önemli özel yetkilerinden olan sicil verme yetkisini kullanırken, mutlaka objektif olmaları gereklidir. Ayrıca her ne kadar sicil işlemlerinin idarenin diğer işlemlerine göre takdir yetkisinin daha yoğun olarak kullanıldığı işlemler grubunda olması T.C. Anayasasının 125/4 ve 1602 Sayılı Kanunun 21/2 nci maddesinde belirtildiği üzere takdir yetkisini ortadan kaldıracak biçimde yargı kararı veremeyeceği göz önünde tutulsa da kamu yararına açıkça aykırı düşen ya da takdir yetkisinin bariz bir biçimde yanlış kullanıldığının anlaşılması halinde idarenin sicil tanzimi konusundaki takdir yetkisi de denetlenebilecektir.
Sicil işlemlerinde takdir yetkisinin kullanılmasındaki hukuka aykırılığın kendisini gösterdiği durum ise; uzun yıllar boyunca belirgin bir çoğunlukta çok yüksek sicil notları ve olumlu kanaatler ile takdir edilen personelin, genel gidişata ve uygulamaya istisna teşkil edecek şekilde göze çarpacak nitelikte, ayrıca birden bire düşüşü izah eden makul nedenler öne sürülmeksizin düşük sicil notları ile takdir edilmesi ve hakkında olumsuz kanaatler belirtilmesi halidir.
926 sayılı Kanunun 93 ncü maddesi uyarınca astsubayların kademe ilerlemesi yapabilmesi için;
1) Bulunduğu kademede bir terfi yılını doldurmuş olması,
2) Bulunduğu rütbede ilerleyebileceği bir kademe bulunması,
3) Sicil notu, sicil tam notunun % 60 ve daha yukarısı olması gerekmektedir.
Bu açıklamalardan sonra dava konusu işlem değerlendirildiğinde; davacının 2000 yılı sicilinin, meslek yaşamında almış olduğu ilk sicil olan 1999 yılı sicil notundan bariz şekilde düşük olduğu sonucuna varılmıştır. Her sicil dönemi bir önceki ve bir sonrakinden bağımsız olup, iyi gerçekleşen bir sicilin ardından daha düşük bir sicil veya bir sonraki sicil döneminde daha iyi bir sicil verilemeyeceğine dair bir kural yok ise de; mevcut sicil safahatıyla çelişen düşük sicil notunun haklı nedenlerinin de belgelenmesi gerekir. Davacı hakkında 2000 yılı sicil döneminde 1 nci ve 2 nci sicil üstlerince takdir edilen sicil notlarındaki düşüşün herhangi bir başarısızlık yada disiplinsizliği ortaya koyacak ceza ile izah edilemediği bu durum karşısında kademe ilerlemesi yapamayacak derecede düşük takdir edilen söz konusu sicilinin objektif nitelikte olmadığı ve buna dayanarak tesis edilen kademe ilerlemesi yaptırılmaması işleminin de hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
1) 2000 sicil yılında davacı hakkında 1 ve 2 nci sicil üstlerince takdir edilen sicillerin sebep ve maksat unsuru açısından hukuka aykırı oldukları anlaşıldığından İPTALİNE,
2) Bu siciller dikkate alınmak suretiyle tesis edilen kademe ilerlemesi yaptırılmaması işlemi de sebep unsuru yönünden hukuka aykırı olduğundan İPTALİNE,
(AYİM.1.D.18.9.2001;E.2001/850,K.2001/921)Sicil iptal davası dilekçe örneği
TSK sicil iptal davası
Sicil iptal davası emsal karar
İdare mahkemesi sicil iptal davası dilekçe örneği
Sicil iptal davası nereye açılır?
Sicil notuna itiraz
Avukata Sor!