ŞEHİT SAYILMAMA

Emsal Karar

ÖZETİ: Karakol komutanı olan davacıların oğullarının olay tarihinde görevi kapsamında sorumluluk bölgesini kontrol ettiği sırada arazide bulduğu ve patlamış olduğunu zannettiği mühimmatı karakol personelinin eğitiminde kullanmak maksadıyla aldığı ve temizlemek amacıyla yere vurduğu sırada patladığı, olayda müteveffanın merakını giderme amacının olmadığı aksine mühimmatı eğitimde kullanma düşüncesi ile görevin daha iyi yapılmasını amaçladığı, bu nedenle bir disiplinsizliği ve ihmalinin söz konusu olmadığı, ancak mühimmatın patlamış olduğu hususunda hataya düştüğü ve bu hata nedeniyle öngörülemeyen bir kaza sonucu vefat olayının meydana geldiği anlaşıldığından, şehit sayılmama işleminin iptali gerekir.

Davacılar vekili, 08.02.2007 tarihinde kayda geçen dilekçesinde özetle; müvekkillerin müşterek çocukları …..’in Nisan 2006 yedek subay celbinde silah altına alındığını ve yapılan test ve mülakat sonucu piyade sınıfına ayrıldığını, Piyade Okul Komutanlığı’na 12 Nisan 2006 tarihinde katıldığını ve Mayıs 2006 ayı sonunda çekilen kurada 6 ncı Hudut Alayı 2 nci Hudut Tabur Komutanlığı emrine atandığını, Haziran ayı içerisinde atandığı göreve yönelik eğitimlere de katılarak toplam 2,5 aylık bir eğitim ve öğrenim sonucu 30.06.2006 tarihinde piyade asteğmen rütbesiyle yedek subay okulundan mezun olduğunu ve atandığı birliğindeki oryantasyon eğitimlerini müteakip 17.08.2006 tarihinde 7 nci Hudut Bölüğü Yamanyurt Hudut Takım Komutanı olarak görevine başladığını, 10.10.2006 günü saat 17.00’ de sorumluluk sahasındaki mevzileri (habercisi yanında olduğu halde) kontrol amacıyla gezerken daha önce karakola yapılmış saldırılar sırasında atılmış ancak patlamamış olan paslı, küflü ve çamurlu olan M72 serisi 66 mm'lik law tanksavar roketini bulduğunu, habercisine patlamış zannettiği bu roketlerden arazide her zaman bulunabileceğini, bunların bazılarının patlamamış da olabileceğini, karakol personeline emniyet ve kaza önleme eğitimlerinde canlı ve yaşanmış bir örnek olarak göstermek amacıyla alacağını söylediğini ve patlamış zannettiği roketi çamurlarından arındırmak üzere hatifçe bir taşa vurması üzerine meydana gelen patlama nedeniyle bir bacağının diz civarından kopacak şekilde ağır yaralandığı, olay yerinde yapılan ilk müdahaleyi müteakip, helikopterle Van Askeri Hastanesine tahliye edilerek ameliyata alındığını, ancak 11.10.2006 tarihinde vefat ettiğini, müteakiben 09.12.2006 tarihli şehitlik belgesinin verilmesi isteminin KKK'lığının 14 Aralık 2006 gün ve PER:3050-309-06/Per. İşI.D.Şht.Gz.İş.Sos.Hz. ve Ds.Ks. (551357) sayılı yazısı ile, müteveffanın durumunun Milli Savunma Bakanlığı Şehitlik Yönergesi (MSY:439-1A)'nin 4 ncü madde (e) Fıkrasında yazılı "Hudut emniyet hizmetinin silahlı çatışma sırasında veya hudut emniyet hizmetinin ifasına yönelik diğer faaliyetler sırasında kaza ve olaylarda ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler (disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç)” hükmü kapsamında değerlendirilmediği belirtilerek reddedildiğini, olumsuz işlem talebinin müteveffanın arazide bulduğu patlamamış roket mermisini, patlamış zannıyla müdahalesini disiplinsizlik ve ihmal kavramı içinde nitelendirdiğini, ancak müteveffanın görev yaptığı bölgenin normal hudut faaliyetlerinin yürütüldüğü bir bölge olmadığını ve halen terör örgütünün etkinliğini sürdürdüğü ve faaliyet gösterdiği bir bölge olduğunu, başka bir anlatımla hudut koruma faaliyetlerinin yanı sıra terörle mücadele ile de görev yaptığını, bölük merkezine uzak ve belirli bir alanın kontrolünden sorumlu olduğunu, ayrıca coğrafya ve iklim koşullarının sert, elverişsiz ve ürperti verici olduğunu, maddi ve manevi her türlü olumsuz koşullarda görev yapılan bir yer olduğunu, müteveffanın aldığı eğitimle orantılı olmayan ağır bir sorumluluk yüklendiğini, buna rağmen, kazanın oluş tarihine kadar geçen 70 günlük sürede, birliğinden ve sorumluluk alanından birkaç saat dahi ayrılmadan büyük bir sorumluluk duygusuyla bütün zamanını ve enerjisini birliğinin faaliyetlerine ve personeline hasrettiği ve bütün benliğiyle göreviyle bütünleştiğini, müteveffanın söz konusu olayda disiplinsizlik ve ihmal kastının bulunmadığını bu nedenle yönerge hükümleri kapsamında şehit sayılması gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğunu belirterek Kara Kuvvetleri Komutanlığının 14 Aralık 2006 tarihli işleminin iptalini talep ve dava etmiştir. Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacıların müşterek oğulları Piyade Asteğmen …..’in 6 ncı Hudut Alayı 2 nci Hudut Taburu 7 nci Hudut Bölük Komutanlığı Yamanyurt Hudut Takım Komutanı olarak görevli bulunduğu sırada 10.10.2006 günü saat 17.00 sıralarında sorumluluk bölgesini kontrol sırasında arazide bulduğu ve patlamadığını zannettiği roketatar mühimmatını eğitimde yararlanmak amacıyla karakola götürdüğü sırada üzerindeki toprağı temizlemek için kayaya vurduğu infilak ettiği, müteveffanın ağır derecede yaralandığı ve kaldırıldığı hastahanede 11.10.2006 günü vefat ettiği, davacı … ..’in, oğlunun vefatı nedeni ile şehitlik belgesi verilmesi talebini içeren 09 Aralık 2006 tarihli dilekçesinin inceleyen Kara Kuvvetleri Komutanlığının 14 Aralık 2006 gün ve PER:3050-309-06/Per. İşI.D.Şht.Gz.İş.Sos.Hz. ve Ds.Ks. (551357) sayılı yazısı ile, olayın MSB Şehitlik Yönergesi MSY 439-1 (A)’nin ikinci bölüm dördüncü madde e fıkrası kapsamında girmediği gerekçesi ile reddedildiği anlaşılmıştır. Dava konusu uyuşmazlığa uygulanacak olan MSB Şehitlik Yönergesinin 2 nci bölüm 4 ncü maddesinde; “Şehitliklere; Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri Komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığına mensup asker ve sivil kişilerden aşağıda belirtilen durumlarda olanlar defnedilir: …e. Hudut emniyet hizmetlerinde iken silahlı çatışma sırasında veya hudut emniyet hizmetinin ifasına yönelik diğer faaliyetler sırasında kaza ve olaylarda ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler, (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç)…’’ düzenlemesine yer verilmiştir. Davacıların oğlunun vefat olayının hudut emniyet hizmetinin ifasına yönelik olarak mevzileri ve sorumluluk alanını kontrol sırasında meydana geldiği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşın dava konusu uyuşmazlığın çözümü için vefat olayının meydana gelmesinde disiplinsizlik veya ihmalin olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Jandarma Asayiş Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın olaya ilişkin 18.01.2007 gün ve E. 2006/60, K. 2007/2 sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararında “Müteveffa P. Atğm. …..'in Van Özalp 2 nci Hudut Tabur Komutanlığı 7 nci Hudut Bölük Komutanlığı Yamanvurt Hudut Takım Komutanı olarak görev yaptığı sırada, 10.10.2006 tarihinde saat 16:00- 17:00 sularında karakolun mevzilerinin kontrol edilmesi maksadıyla P.Çvş. …., bu görev sırasında kendisine iştirak etmesi konusunda emir verdiği; müteakiben beraberinde P.Çvş …. olduğu halde, karakolun jandarma mevziileri olarak tabir edilen mevzilerini kontrol etmeye başlayan müteveffanın, bir müddet mevzileri gezdikten sonra, mevzilerin civarında devriye görevine devam ettiği; karakola inmeye başladıktan hemen sonra yerde 3 adet mühimmatın bulunduğunu gördüğü; bu mühimmatları bulunduğu yerden alarak bir müddet inceleyen müteveffanın içinin boş olduğunu tespit ettiği iki tanesini bulunduğu yere geri bırakarak boru şeklinde olan ve önünde yuvarlak plastik nesne bulunan ve içi toprak dolu olan diğer mühimmatı eline alıp içinde ne olduğunu görmeye çalıştığı; müteakiben yanındaki P.Çvş …'a bu mühimmatın "İçinin tam gözükmediğini" beyan eden müteveffanın "Bak …., boş bir mühimmat bulduk; bunu askerleri eğitmek için gösterebiliriz” diyerek mühimmat ile birlikte karakola doğru yürümeye başladığı, P. Çvş. ….'ın da 5 metre kadar peşinden onu takip ettiği; Karakola 250–300 metre mesafe kaldığı sırada durup P.Çvş ……'a dönen müteveffanın “Şu merminin toprağını boşaltayım " diyerek elindeki mühimmatı yerdeki kayaya çarptığı ilk çarpmasında herhangi bir şey olmamasına rağmen, müteveffanın elindeki mühimmatı kayaya ikinci kez çarpması ile birlikte mühimmatın infilak ettiği...” ifadelerine yer verilmiştir. Karakol komutanı olan davacıların oğullarının olay tarihinde görevi kapsamında sorumluluk bölgesini kontrol ettiği sırada arazide bulduğu ve patlamış olduğunu zannettiği mühimmatı karakol personelinin eğitiminde kullanmak maksadıyla aldığı ve temizlemek amacıyla yere vurduğu sırada patladığı, olayda müteveffanın merakını giderme amacının olmadığı aksine mühimmatı eğitimde kullanma düşüncesi ile görevin daha iyi yapılmasını amaçladığı, bu nedenle bir disiplinsizliği ve ihmalinin söz konusu olmadığı, ancak mühimmatın patlamış olduğu hususunda hataya düştüğü ve bu hata nedeniyle öngörülemeyen bir kaza sonucu vefat olayının meydana geldiği vicdani kanaatine ulaşılmıştır. Bu nedenle müteveffa ….’in şahadeti Milli Savunma Bakanlığı Şehitlik Yönergesi 2 nci Bölüm 4 ncü Madde e fıkrası (Hudut emniyet hizmetinde iken silahlı çatışma sırasında veya hudut emniyet hizmetinin icralarına yönelik diğer faaliyetler sırasında kaza ve olaylarda ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler kapsamında değerlendirilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle;İdare tarafından tesis edilen şehit sayılmama işleminin İPTALİNE, 

(AYİM 3.D.,18.10.2007; E.2007/209, K.2007/1081)

Avukata Sor!


Diğer Başlıklar

Sağlık Fişi

Emsal Karar 1ÖZETİ: 5365 Sayılı Kanunla getirilen değişikliğin askeri kimlik kartı

30-11-2019

3 AY ÖNCESİNDEN YENİLEME DİLEKÇESİ VERİLMEMESİ

Emsal Karar 1Noter taahhütnamesinde sözleşme süresi 2 ve 5 yıl olarak

01-04-2020