Anayasa Mahkemesinin 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununda Yer Alan “Kendilerinden istifade edilememe hâlleri ve bunlara yapılacak işlemler” İbaresi İle İlgili İptal Kararının Devam Eden Davalara Etkisi
Davacının kendisinden istifade edilemeyeceği gerekçesiyle sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının tazmini talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Manisa 1. İdare Mahkemesi 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu’nun 12. maddesinin üçüncü fıkrasının “...kendilerinden istifade edilememe hâlleri ve bunlara yapılacak işlemler, çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir." bölümünün, 19. maddesinde yer alan “...kendilerinden istifade edilememe halleri ve bunlara yapılacak işlem şekli,...” ve “...yönetmelikte gösterilir.” ibarelerinin, uzman erbaşların ifa ettiği kamu güvenliğinin sağlanması hizmetinin devletin asli ve sürekli görevleri arasında yer aldığı, bu itibarla uzman erbaşların görevine son verme/sözleşme feshi hâlleri dâhil olmak üzere diğer tüm özlük işlerinin kanunla düzenlenmesi gerektiği, bu itibarla itiraz konusu kurallarla kendilerinden istifade edilememe hâllerinin düzenlenmesinin yönetmeliğe bırakılmasının kanunilik ilkesiyle bağdaşmadığı gerekçesiyle Anayasa’nın 2. ve 128. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptalleri için başvurmuştur.
Yapılan inceleme sonucunda Anayasa Mahkemesi, 10 Haziran 2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 01/06/2022 tarih ve E.:2022/4; K.:2022/64 sayılı kararında “İtiraz konusu kurallarla ise uzman erbaşların kendilerinden istifade edilememe hâllerinin ve yapılacak işlemlerin çıkarılacak yönetmelikte düzenleneceği hükme bağlanmaktadır. Bu itibarla kurallar, kamu hizmetlerinde kalma hakkına ilişkin bir konuda herhangi bir yasal çerçeve çizmeden ve temel ilkeleri belirlemeden düzenlemenin yönetmeliğe bırakılmalarını öngörmeleri nedeniyle temel hak ve özgürlüklerin kanunla sınırlanması gerekliliğiyle bağdaşmamaktadır. Açıklanan nedenlerle kurallar Anayasa’nın 13. ve 70. maddelerine aykırıdır. İptalleri gerekir.” gerekçesiyle 18/3/1986 tarihli ve 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu'nun; 12. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan ''...kendilerinden istifade edilememe...” ibaresinin, 19. maddesinde yer alan yer alan "...kendilerinden istifade edilememe../' ibaresinin, Anayasa’ya aykırı olduklarına ve İPTALLERİNE, iptal hükümlerinin, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE karar vermiştir.
Bahse konu iptal kararının, sonuçlanan veya devam eden (derdest) davalara etkisinin nasıl olacağı hususu önem arz etmektedir. Bu konuyla ilgili devam etmekte olan birçok dava mevcuttur.
Anayasanın ‘Anayasa Mahkemesinin Kararları” başlıklı 153. Maddesinde ‘Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. Anayasa Mahkemesi bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez. Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez...İptal kararları geriye yürümez. Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” hükmü yer almaktadır.
Anayasa Mahkemesi, 3269 sayılı Kanun’un 12. maddesinin üçüncü fıkrasında ve 19. maddesinde yer ^“...kendilerinden istifade edilememe...”ibarelerinin iptal edilmeleri nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edecek nitelikte görüldüğü gerekçesiyle Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince iptal hükümlerinin kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir.
Danıştayın, Bölge İdare Mahkemelerinin ve idare mahkemelerinin iptal hükmünün yürürlüğünün ertelendiği durumlarda, Anayasa Mahkemesince iptal olan hükmün uygulanıp uygulanmayacağı konusuna ilişkin kararları birbiriyle tutarlı değildir. Ancak Danıştay Daireleri ağırlıklı olarak görülmekte olan davaların, Anayasaya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesinin, Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceğini kabul etmek gerektiğini belirtmiştir.
Danıştay 4, 5, 8 ve 10. Daireleri de kararlarında “Öte yandan. Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi ileriye dönük olarak ertelemiş bulunması, yasama organına iptal kararının gerekçesine uygun olarak yeni bir düzenleme için olanak tanımak ve ortada hukuki bir boşluk yaratmamak amacına yöneliktir. İptal kararının yürürlüğe gireceği tarihin ileriye dönük olarak ertelenmiş olması, yargı yerlerinin çözümlemekte oldukları uyuşmazlıklarda Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilen yasa kurallarını uygulaması sonucuna yol açmaz. Anayasa Mahkemesince bir kanunun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde, eldeki davaların Anayasaya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülemez.” gerekçesine yer vermişlerdir.
Yukarıda yer verilen gerekçeden de anlaşılacağı üzere Danıştayın bu konu hakkındaki görüşü; Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kanun hükümlerine ilişkin iptal hükmünün hukuki sonuçlarının; söz konusu hükümlerin yürürlükte bulunduğu dönemlerde açılmış bulunan ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal kararı tesis edildiği dönemde halen derdest haldeki davalarda dikkate alınması gerektiği yönündedir.
Sonuç olarak; Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi ileriye dönük olarak ertelemiş bulunması durumunda devam eden (derdest) davalarda iptal kararının hukuki sonuçlarının Mahkemeler tarafından dikkate alınması gerektiği görüşü hakimdir. Bu durumda, Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarih ileri bir tarih olarak belirlenmiş olsa dahi iptal kararının Mahkeme tarafından dikkate alınması gerekmektedir.
Avukata Sor!