YEDEK SUBAYLIK HİZMET SÜRESİ-ERLİKTE GEÇEN SÜRELERİN MAHSUBU

Emsal Karar

ÖZETİ: Er statüsünde askerlik hizmetini yaparken dört yıllık yüksek okulu bitirmesi ve isteği üzerine terhis edilen davacının, yedek subay statüsüyle yeniden yapacağı askerlik hizmetinden, önceki askerlik süresinin mahsubu gerekir.

Davacı vekilinin 13 Şubat 2001 tarihinde kayda geçen dilekçesinde özetle; müvekkilinin askerlik yükümlülüğünü er statüsünde yerine getirmekte iken Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinden inşaat mühendisi olarak mezun olduğunu, yedek subay statüsünde askerlik yapmak istemesi üzerine 15 ay 26 günlük er iken terhis işleminin yapıldığını ve 1076 sayılı yasaya göre 277. Dönem yedek subay aday adayı olarak sınıflandırmaya tabi tutulduğunu, sınıflandırma sonuçlarına göre de İzmir Ulaştırma Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı emrine tertip edildiğini, müvekkilinin M.S.B. lığının prensip emri uyarınca verdiği taahhütname sonucu er olarak yaptığı askerlik hizmetinin yok sayılarak hiç askerlik yapmamış gibi 16 ay daha yeniden yedek subay statüsünde askerlik yapmak durumu ile karşı karşıya kaldığını, Anayasanın askerlik hizmetini bir yükümlülük olarak kabul ettiğini, bu yükümlülüğün maksimum süresinin de yasayla belirlendiğini, davalı idarenin yayınladığı prensip emri ile mükellefiyet süresini yükümlüler aleyhine değiştirdiğini ve noterden alınan bir taahhütname ile 2754 sayılı yasa ile getirilen ek fıkranın amacını genişlettiğini, kamu düzeni / kamu alanı ile ilgili bir hak ve ödevin kişi lehine veya aleyhine değiştirilmesinin kişinin iradesi ile gerçekleştirilemeyeceğini, bu durumun Anayasa’ ya aykırı olduğunu, bu nedenle yasa ile düzenlenmesi gereken askerlik süresini kişi iradesi ve prensip emri ile uzatan taahhütnamenin hukuken geçerli olmaması gerektiğini, yedek subay statüsünde yeni kıtasına sevk edilen davacının birliğine katılmayarak AYİM’de idari işlemin iptali davası açtığını, ancak AYİM 2.D.Dairesinin, iptale konu bir idari işlem olmadığı gerekçesiyle 11.1.2001 tarih 2001/29-25 E.K. sayılı kararla “inceleme kabiliyeti bulunmayan davanın reddine” karar verildiğini, bunun üzerine davacının yedek subay olarak askerliğe sevk işleminin kaldırılarak kalan askerlik süresinin er statüsünde yaptırılması için davalı idareye müracaat ettiklerini, talebin reddedildiğini belirterek işlemin iptali ile tarafları, olayı ve hukuksal nedenleri aynı olan bu dava ile karar düzeltilmesi yoluna gidilen AYİM 2.D.11.1.2001 tarih 2001/29-25 E.K. sayılı karara esas olan davanın birleştirilmesi ve yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtığı görülmektedir. Davacının yürütmenin durdurulmasına ilişkin talebi AYİM 2. D.nin 11.4.2001 gün ve Gensek 2001/283, Esas 2001/176 sayılı kararı ile reddedilmiştir. Askerî Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesince 27.6.2001 gün ve Gensek No: 2000/283, Esas No: 2001/176, Karar No: 2001/551 sayılı kararı ile “Davanın Reddine” karar verilmiş, bu kararın 10 Ağustos 2001 tarihinde tebliği üzerine, davacı vekili 07 Eylül 2001 tarihinde karar düzeltme isteminde bulunmuştur, davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; müvekkilinin yedek subay olmak için verdiği noter belgesinin hukuken geçerli olmadığını, bunun doğurduğu ve doğuracağı hukuki sonuçların yasalara aykırı olduğunu, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Kararı ile müvekkilinin 31 ay 26 gün askerlik yapmasına neden olacağı ve mükellefiyet süresinin yasalara aykırı olarak uzattığından Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin işbu kararının düzeltilerek kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı idare; düzeltilmesi istenen kararın yasaya uygun olduğunu, talebin reddedilmesi gerektiğini savunmuş, Başsavcılık ise dava dilekçesinde belirtilen hususların kararın düzeltilmesini gerektirir nitelikte bulunmadığından istemin reddine karar verilmesi yönünde düşünce bildirilmiştir. Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususların incelenmesi neticesinde; verilen kararın hukuka ve mevzuata aykırı olduğu kanaatine varılarak, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, söz konusu kararın kaldırılmasına ve yargılamaya devam edilmesine karar verilmiştir. Dava dosyasındaki mevcut belge ve bilgilerin incelenmesinden; 6 Mayıs 1999 tarihinde er olarak askere sevk edilen ve 11 mayıs 1999 tarihinde birliğine katılan davacının, askerlik hizmeti sırasında 4.7.2000 tarihinde Süleyman Demirel Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun olduğu, 15 ay 26 gün er olarak hizmet yaptıktan sonra yedek subay statüsünde askerlik hizmetini tamamlamak üzere kendi isteği ile terhis edildiği 21-23 Kasım 2000 tarihlerinde yapılan test ve mülakat sınavında yedek subay olarak sınıflandırıldığı, 2 Aralık 2000 tarihinden itibaren yol süresi sonunda birliğine katılması gerekirken katılmadığı, idari müracaatta bulunmaksızın noksan askerliğinin er statüsünde tamamlattırılması istemiyle AYİM’de dava açtığı , AYİM 2.D.nin 11.1.2001 tarihli kararıyla inceleme kabiliyeti bulunmayan davanın reddedildiği, karar düzeltme talebinin de AYİM 2.D.nin 6.4.2001 gün 2001/206 E, 2001/265 K sayılı kararıyla reddedildiği davacının 24.7.2000 tarihli noter taahhütnamesinde; Askerlik hizmetini yedek subay olarak yapmak istediğini, yedek subay seçildiği takdirde, er olarak yaptığı hizmetin yedek subay öğrenciliğinde ve yedek subaylıkta geçecek süreden sayılmayacağını, yedek subaylık öğrencilik ve yedek subaylık hizmetine tam olarak tabi tutulacağını kabul ve taahhüt ettiği, vekili 13.2.2001 tarihinde kayda geçen dilekçede yedek subay olarak askerliğe sevkine ilişkin işlemin iptali ile kalan askerlik hizmetinin er statüsünde yaptırılmaması işlemin iptali istemiyle dava açtığı anlaşılmıştır. Davacının, askerlik hizmetini er statüsünde yaparken fakülteyi bitirdiği, o nedenle Yedek Subay statüsüne geçmek istediği, bu isteğinin yasaya uygun bulunarak kabul edildiği, ne var ki daha sonra bu iradesinden vazgeçerek yedek subay olarak askere sevk işleminin iptali ile yeniden er statüsünde kalan askerliğini tamamlamak isteğinde bulunduğu, ancak bu isteğinin kabul görmediği, davacının ise işlemin iptalini dava ettiği anlaşılmaktadır. Davacı, 06 Mayıs 1999 tarihinde 18 aylık er statüsünde Askerlik Şubesinden sevk edilmiş 15 ay 26 gün bilfiil askerlik hizmeti yaptıktan sonra fakülte mezuniyeti nedeniyle kendi istemi doğrultusunda yedek subay statüsüne geçirilmek üzere 01 Eylül 2000 tarihinde terhis edilmiştir. Yedek subay olma hakkını kazanan davacının bu statüde 16 ay askerlik yükümlülüğü bulunmaktadır. T.C.Anayasasının 72 nci maddesinde vatan hizmeti, her Türk’ün hakkı ve ödevleri arasında sayılmış, 1111 sayılı Askerlik Kanununun 1 nci maddesinde vatandaş olan her erkek askerlik yapmakla zorunlu tutulmuştur. 1076 Sayılı Kanunun EK-7 maddesinden sonra gelen Muvakkat Maddesinin (D) bendinin ek fıkrası “Askerlik mükellefiyetini 1111 numaralı Kanuna göre yaptıktan sonra üçüncü maddenin başında yazılı tahsili görenler arzu ederlerse evvelce yaptıkları hizmet, hazırlık kıt’ası hizmetinden sayılarak bu kanun mucibince yedeksubay yetiştirilirler” hükmünü amirdir. Buna göre 1111 sayılı Askerlik Kanunu uyarınca yapılan askerlik hizmetinin “Hazırlık Kıt’ası” hizmetinden sayılacağı açıktır. Ancak 1076 sayılı Kanunda “hazırlık kıt’ası” diye bir askeri hizmet türü bulunmamaktadır. Dava konusu Hazırlık kıt’asının ne olduğu ve hangi askerlik hizmetinin karşılığı olduğunun tespiti ile çözüme kavuşacağından öncelikle bu hususun araştırılmasına gerek duyulmuştur. 16 HAZİRAN 1929 tarihinde kabul edilen 1076 sayılı kanunun ilk metni incelendiğinde; Orta, Lise ve dengi okullar ile yüksek okul mezunlarının yedeksubay olma hakları mevcut olduğu, Orta, Lise ve dengi okul mezunlarının 3 aşamada yedeksubay yetiştirildiği, birinci aşama olarak adlandırılan Hazırlık Kıt’asında adayların 2 - 6 aylık sürede er olarak hizmet gördükleri, bilahare 2 aşama olan yedeksubay okullarında da 6 aylık eğitim gördükleri, ikinci aşamada başarılı olanların yedeksubay nasbedilerek askeri yükümlülüklerini tamamladıkları, yüksek okul mezunlarının ise doğrudan 2 nci aşama olan Yd.Sb. okulundan eğitime başladıkları ve eğitim sonunda başarılı olanların Yd.Sb. nasıb edildikleri anlaşılmaktadır. 03.06.1935 tarihinde yürürlüğe giren 2754 sayılı kanunun 5 nci maddesiyle 1076 sayılı Kanuna eklenen muvakkat maddenin (D) bendinin Ek fıkrasına göre de; 1111 Sayılı Kanun gereğince er statüsünde askerlik hükümlülüğünü yerine getirenlerin, Lise veya Dengi okul eğitimini tamamlamasını müteakip eğer arzu ederlerse Yedek Subay yetiştirilmek üzere, er statüsünde yaptıkları hizmet süresi Hazırlık kıt’ası hizmetinden sayılarak yüksek okul mezunları gibi doğrudan 2 aşama olan Yedeksubay okullarında eğitime başlatıldıkları anlaşılmaktadır. Ancak daha sonraki yıllarda Lise ve dengi okul mezunlarının yedeksubay yetiştirilme aşamasında bir merhale olan hazırlık kıt’ası müessesesi yürürlükten kaldırılmıştır. Dolayısıyla 1076 Sayılı Kanunun muvakkat maddesindeki “Hazırlık Kıt’ası hizmetten sayılır” hükmünün uygulama alanı kalmadığı görülmektedir. Davacının durumu değerlendirildiğinde; 18 ay er statüsünde askerlik hizmetini yaparken, 4 yıllık fakülteden mezun olması nedeniyle, isteğine uygun olarak er statüsüne son verilerek yedek subay statüsünde askere sevki yönünde işlem tesis edilen davacının, sonradan yedek subay statüsünde askerlik yapmaktan vazgeçmek iradesini ortaya koyduğu, idarenin, davacının tekrar er statüsüne geçirilmesini sağlayacak yasal bir düzenleme bulunmadığı gerekçesi ile talebini reddettiği anlaşılmaktadır. Keza davacının yaptığı askerlik hizmetini yok sayma, ona yeniden askerlik yükümlülüğü yükleme ile ilgili de bir yasa maddesi yoktur. Prensip emri veya yasaya dayanmayan başka bir yolla böyle bir uygulama hukuken mümkün değildir. 2574 sayılı yasa ile getirilen ek maddenin asıl amacı, kişinin er statüsünden yedek subay statüsüne geçmesini sağlamak ve er statüsünde geçen hizmetinide hazırlık kıt’asına mahsup etmektir. Davacının, 15 ay 26 günlük askerlik hizmetine 16 ay daha eklediğinde toplam 31 ay 26 gün (2 yıl, 7 ay, 26 gün) askerlik hizmetine tabi tutulacağı sonucuna varılmaktadır. Halbuki Türkiye”de “azami askerlik yükümlülüğü” süresi, yedek subaylarda 16 ay, erlerde 18 aydır. Askerlik görevi bir görev ve bir haktır. Ancak “kişi iradesi” ile bu görevin süresi statü farklılığı suretiyle uzatılabilir. Ancak “kişi iradesi” bulunmuyorsa artık “uzatma” işlemi tesisinde “kamu yararı” bulunmadığı gibi kişinin iradesine ve arzusuna bırakılan bir konuda “vazgeçme” hakkının tanınmaması, iradesinin yedek subaylığı isterken “geçerli”, ancak bu haktan “vazgeçmesi” halinde “geçersiz” sayılması “usulde paralellik” ilkesine aykırı olduğu gibi azami 18 (onsekiz) ay olan askerlik yükümlülüğünün 31 ay 26 güne çıkarılması sonucunu doğuran kararın yürürlükteki mevzuat hükümlerine uyarlı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Davacının, yedek subay statüsünde askerlik yapma istemine ilişkin irade açıklamasından sonra henüz bu statüde fiili hizmete başlamadan bu iradesinden vazgeçmesi nedeniyle bu statüsüne son verilerek kalan askerlik yükümlülüğünün daha önce eksik kalan 18 aylık er statüsünde tamamlattırılmaması ve yedek subay statüsünün devam ettirilmesi işleminde hukuka uyarlılık bulunmamıştır. Bu itibarla ve yukarıda açıklanan nedenlerle; 1. Davacı vekilinin Kararın Düzeltilmesi isteminin Kabulüne AYİM İkinci Dairesinin 27.6.2001 gün ve Gensek No: 2000/283, Esas No:2001/176, Karar No: 2001/551 sayılı Kararının Kaldırılmasına, 2. Davacı.......................’ın yedek subaylık statüsüne devam ettirilerek kalan yükümlülük süresinin 18 aylık er statüsünde tamamlattırılmamasına ilişkin idari İŞLEMİN İPTALİNE, 

(AYİM.2.D.26.11.2001;E.2001/726,K.2001/838)

Avukata Sor!


Diğer Başlıklar

Kabul edilebilirlilik koşulları nelerdir ? Hangi hâllerde başvuru kabul edilebilirlik açısından reddedilir?

Bireysel başvurunun konusu, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden

28-11-2019

YEDEK SUBAY ÖĞRETMEN STATÜSÜNDEN ÇIKARMA

Emsal KararÖZETİ: Yedek subay öğretmen statüsünde iken salt istirahat kullandığı gerekçesiyle

18-03-2021

Başvurunun sürecini nasıl takip edebilirim?

Anayasa Mahkemesince verilen başvuru numarası ile başvurunun aşamaları e-Devlet sistemi üzerinden

28-11-2019