Atamada Eş Durumu

       Emsal Karar 1

        Eşi devlet memuru olan ve rahatsızlığı nedeniyle Ankara’ya atanan davacı astsubayın; atanma istek formunda Malatya garnizonunu talep etmediği, atanabileceği 6 garnizondan birisi Ankara olduğu halde, Atama Yönetmeliği’nin 16 ncı maddesine aykırı şekilde eşinin durumu hiç dikkate alınmayarak Malatya garnizonuna atanması işlemi hukuka aykırıdır.

       İdarenin, idari, asayiş ve zaruri sebepler ve hizmetin aksatılmadan yürütülmesini temine yönelik olarak yapacağı atamalarda takdir hakkının bulunduğu tartışılmaz  bir olgudur. Ancak burada takdir hakkının objektif olarak kullanılıp kullanılmadığı önemlidir. 

        Dava konusu atama işlemi yapılmadan önce davacının eşinin atamasının sağlık sorunları nedeniyle Ankara’ya yapıldığının idarece bilindiği ve davacının atanabileceği 6 garnizondan birinin Ankara olduğu göz önüne alındığında, atanma istek formunda Malatya garnizonunu talep etmediği halde, davacının atamasının Malatya’ya yapılmasında TSK.’ne Mensup Subay ve Astsubayların Atanma ve Yer Değiştirmeleri Hakkındaki Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin ruhunu teşkil eden “aile bütünlüğünün korunması” ilkesinin gözardı edildiği ve takdir hakkının objektif olarak kullanılmadığı görülmektedir.  (AYİM. 1.D. 20.4.1999; E. 1998/599, K. 1999/462) 

Emsal Karar 2

Eşi İstanbul’da göz ihtisasında uzmanlık eğitimine başlayan davacının, üroloji uzmanlık eğitimini tamamlaması nedeniyle atama işlemine tabi tutulmasında, atandığı garnizonda üroloji uzmanına ihtiyaç duyulması ve kamu yararının bu atamayı zorunlu kıldığının görülmesi nedeniyle hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Atama Yönetmeliğinin 16 ncı madde 2 ncı fıkrasında, “Eşleri devlet kuruluşlarında görevli subay ve astsubayların atanmalarında eşlerinin memuriyet görevi göz önünde tutulur. Talep ettikleri garnizonlara atanmaları; muvazene,  kadro ve ihtiyaç durumu ile bölge hizmet sırası dikkate alınarak öncelikle yapılır.” hükmü yer almaktadır. 

Gerek Anayasanın 41nci maddesi gerekse Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 16ncı maddesine göre aile bütünlüğünün korunması ilkelerden biriyse de davamızda gerçekleşen idari ve zaruri sebeplerin varlığı (söz konusu garnizonda üroloji uzmanı kadrosunun boş olması) o garnizonda yaşayan tüm askeri personel ve ailelerini yakinen ilgilendirmesi nedeniyle kamu yararının bu atamayı zorunlu kıldığı sonuç ve kararına ulaşılmıştır.

(AYİM 1.D., 17.02.2004; E.2003/1156, K.2004/221) 

Emsal Karar 3

Devlet memuru statüsündeki tabip eşinin İstanbul’da uzmanlık eğitimine başlamış olması, hizmet ihtiyacı nedeniyle henüz İskenderun’a atanmış davacı tabip subay hakkındaki atama işlemi bakımından doğrudan etkili bir hukuki neden teşkil etmez.

Öncelikle idare bütün kamusal yetkilerinde olduğu gibi atama alanındaki takdir yetkisini de kamu yararı amacına yönelik kullanmak zorundadır. Başka bir anlatımla idare “hizmetin aksatılmadan yürütülmesi” esası üzerinde temellenen kamu yararı amacı ve hizmetin gerekleri esası ile sınırlı olan bir takdir yetkisini kullanılabilir. 
Herhangi bir işlemde takdir yetkisini kullanan idarenin yukarıda belirtilen  çerçeve  içinde  kalıp kalmadığının irdelenmesi ise işlemin dayandırıldığı somut olgu ve nedenlerle sıkı sıkıya bağlıdır. Bu nedenle idarenin dayandığı somut olgu ve nedenlerin açıkça ortaya konması ve irdelenmesi gerekmektedir. 

Atama Yönetmeliğinin 16ncı madde 2ncı fıkrasında, “Eşleri devlet kuruluşlarında görevli subay ve astsubayların atanmalarında eşlerinin memuriyet görevi göz önünde tutulur. Talep ettikleri garnizonlara atanmaları; muvazene,  kadro ve ihtiyaç durumu ile bölge hizmet sırası dikkate alınarak öncelikle yapılır.” hükmü yer almaktadır. 

Davacının talebi kabul edildiği takdirde İskenderun Dz.Hst’nde KBB Uzmanı tabibinin bulunamaması sonucu doğacaktır. Bu durumda da hizmetin aksayacağı açıktır. Esasen uzman personel yetiştirme amacı da bu tabip eksikliğinin giderilmesine, hizmetin aksaksız yürütülmesine yöneliktir. Bütün Dz.K.K.lığı çapında hizmetin aksatılmadan yürütülmesi için planlama ve muvazene sorumluluğu bulunan ve bu çerçevede uzman personel yetiştiren Dz.K.K.lığınca tesis edilen atama işleminde hukuka aykırı bir yön görülmemiştir. 

(AYİM 1.D., 24.02.2004; E.2003/1155, K.2004/239) 

Emsal Karar 4

Davacı astsubayın kendisinin yanlış bilgilendirmesi sonucu eşinin çalışabileceği kadro  görev yeri bulunmayan garnizona yapılan atama işleminde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Kara Kuvvetleri Komutanlığınca personele verilen şifre ve kullanıcı adıyla TSK-NET üzerindeki Personel Bilgi Sistemine 14.01.2003 tarihinde yaptığı giriş ile eşinin mesleğini “Hemşire” olarak belirtmesi, davacının eşi tarafından doldurulan Atama İstek Formunda, Sınıf ve Branş hanesine “Ordu hemşire”  yazması,  yine   davacının   eşi  tarafından  verilen  29.12.2003 tarihli el yazılı atama istek formunda Mevki Asker Hastanesi Acil Servisinde “Ordu Hemşiresi” olarak görev yapmakta olduğunu belirtmesi nedenleriyle, Kara Kuvvetleri Komutanlığının ilgili atama şubesince söz konusu bilgilere itibar ile davacının eşinin “Ordu Hemşire” olduğu kabul edilerek ve atanabileceği kadro bulunan Malazgirt Garnizonuna atanması işleminde, söz konusu işlemin tesis edildiği tarih itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Zira, söz konusu atama işlemi davacı ve eşinin hatalı bilgilendirmesinden kaynaklanmıştır.  

Bununla birlikte belirtmek gerekir ki, davacının atandığı Malazgirt Garnizonuna katılışından sonra, TSK’lerinde “ebe” olarak görev yapmakta olan eşinin de atanabileceği başka bir garnizona atanma isteminde bulunmasına engel herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. 

(AYİM 1.D. 07.12.2004; E.2004/635, K.2004/1220)

Emsal Karar 4

Eşi TBMM’de görev yapan davacı subayın; Ankara garnizonunda daha önce 8 yıl görev yapması ile emsali subaylardan A garnizonunda şu ana kadar hiç görev yapmayan 68 subayın mevcut olması karşısında yeniden Ankara garnizonuna atandırılmaması işlemi tüm yönleriyle hukuka uyarlı bulunmuştur.

Eşleri devlet kuruluşlarında görevli subay ve astsubayların atanmalarında aile bütünlüğünün korunması açısından eşlerinin memuriyet görevinin de göz önünde tutulması gerekmektedir. Ancak bu uygulama yine mevzuat hükümlerine nazaran muvazene, kadro ve ihtiyaç durumu ile bölge hizmet sırası dikkate alınarak gerçekleştirilebilecektir.

Kamu hizmetinin aksatılmadan ve sıra ile yapılarak eşitliğin sağlanması ilkesine dayalı olarak yapılan ve yasal kurallar çerçevesinde sürdürülen atama işleminin Anayasanın 41 nci maddesindeki ailenin korunması ile ilgilendirilmesi bu çerçeve dahilinde olanaklı görülmemiştir.

(AYİM 1.D. 15.11.2005; E.2005/649, K.2005/1137) 

Emsal Karar 5

Davacının muhtemel şark tebligatı alan 2001 neşetli tabip subaylar arasında ikinci sırada olması ve sıranın davacıya  gelmesi,    GATA   FTR   AD.   Bşk.lığı’nda uzmanlık öğrencisi olan  davacının  eşinin 9-10 yıl gibi uzun bir süre sıralı hizmet garnizonuna gidemeyecek olması nedenleriyle davacının Ankara garnizonundan Tunceli/Hozat garnizonuna atanması işlemimde  hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. 

 Davalı idarenin gönderdiği bilgi ve belgelere göre davacının muhtemel şark tebligatı alan 2001 neşetli tabip subaylar arasında ikinci sırada olduğu sıranın da geldiği ve bu nedenle SHG’na atamasının yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle atama işleminde bu yön itibariyle bir hukuka aykırılık söz konusu değildir. 

Dava konusu atama işlemi nedeniyle davacının aile bütünlüğünün bozulacağı bir gerçektir. Ancak Silahlı Kuvvetlerin icra ettiği hizmet ve fonksiyon bir bütün olarak göz önünde tutulduğunda, önceliğin her aşamada “yasal düzenlemelerle kurallar altına alınmış personel istihdam politikası çerçevesinde” üstlenilen hizmetin kesintisiz ve en iyi şekilde yürütülmesidir. Bu çerçeveden bakıldığında zaman zaman bireysel yarar ile kamu yararının çatışacağı ve dava konusu olayda olduğu gibi bireysel yarar ile kamu yararının çatışmasında kamu yararının öncelik kazandığı görülmektedir.

Davalı idarede davacının aile bütünlüğüne yönelik mağduriyetini en alt seviyeye indirmek için kendisini iki yıllık bir garnizona atamakla bu konunda hassasiyetini de göstermiş durumdadır.  Davacı eşinin 2008 yılında SHG sırasının geleceğini ileri sürmektedir. Ancak idarece yapılan savunmadan ve sunulan belgelerden, davacının eşi tabip subayın 9 – 10 yıl gibi uzun bir süre SHG görevine gitmeyeceği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının da bu kadar süreyle SHG görevine gitmeyeceği kabul edilirse bu kez başka tabip personel bu nedenle erken SHG görevine gönderilerek eşitsizlik yaratılacaktır.  Davacının eşinin 9 – 10 yıl süreyle SHG görevine gitmeyecek olması nedeniyle davacının iki kez arka arkaya SHG yapacağı iddiası da bu nedenle dayanaksız kalmakta olup sonucunda dava konusu işlemde ilgili yasal düzenlemelere ve hukuka aykırı bir husus bulunmadığı kararına varılmıştır. 

  1. ASLAN TUNCER 20-05-2021

    iyi günler. Eşim maliye bakanlığı vergi denetim kurulu başkanlığında vergi müfettişi olarak görev yapmaktadır. Ben ise kara kuvvetleri komutanlığında sözleşmeli uzman erbaş olarak görev yapmaktayım. Eşim A sınıfı memurdur, eşimin yönetmeliğinde Türkiye genelinde 8 il de görev yapabilmektedir.Bu görev yerleri arasında doğu bölgesinde kadrosu yoktur. Aile bütünlüğü kapsamında Bu 8 il dışına beni tayin edebilirler mi? Aile bütünlüğünü dikkate almaları gerekmez mi? daha önce böyle bi emsal olmamıştır. sonuç itibariyle eşim A sınıfı üst düzey memur yardımcı olursanız sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.

    • Alptekin & Işık & Özer Hukuk Bürosu @ASLAN TUNCER20-05-2021

      Eş durumu,  sıralı hizmet garnizonuna atanmaya engel bir hal değildir. Ancak batı illerine atanma da bu hususun dikkate alınması gerekmektedir.

Avukata Sor!


Diğer Başlıklar

GÜVENLİK SORUŞTURMASININ OLUMSUZ ÇIKMASI SEBEBİYLE SÖZLEŞMENİN FESHİ

Uzman erbaş olarak göreve başlayacak kişiler

01-04-2020

Sürekli iş göremezlik geliri nedir?

Kişi, meslekte kazanma gücünü en az %10 oranında kaybetmişse bu durumda

15-09-2019

Astsubay Sözleşmesinin Feshi

Emsal Karar1602 sayılı Kanunun 52 maddesi kapsamında savunma ekinde gönderilen belgelerden,

28-11-2019