Anayasa Mahkemesinin Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Şartı İle İlgili İptal Kararının Devam Eden Davalara Etkisi
Anayasa Mahkemesi, 29 Kasım 2019 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 24/7/2019 tarih ve E.:2018/73; K.:2019/65 sayılı kararında vatandaşların kişisel veri niteliğindeki bilgilerinin memuriyete girişte değerlendirmeye tabi tutulmasının Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiş ve 657 Sayıl Devlet Memurları Kanunu 48. Maddesinin Birinci Fıkrasının (A) Bendine Eklenen (8) Numaralı Alt Bendinde yer alan “Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak” hükmünü iptal etmiştir. Anayasa Mahkemesi bu kararıyla, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını devlet memurluğuna alınma şartlarından çıkarmıştır. Ancak idarenin bu konuda yeniden düzenleme yapmasında hukuki bir engel yoktur.
Söz konusu kararın gerekçesinde “Kuralda güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması memurluğa alımlarda genel şartlar arasında sayılmasına karşın güvenlik soruşturmasına ve arşiv araştırmasına konu edilecek bilgi ve belgelerin neler olduğuna, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağına, hangi mercilerin soruşturma ve araştırmayı yapacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Diğer bir ifadeyle güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasına ve elde edilecek verilen kullanılmasına ilişkin temel ilkeler belirlenmeksizin kuralla sadece güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılması devlet memurluğuna alımlarda aranacak şartlar arasında sayılmıştır.”ifadesi yer almaktadır. Anayasa Mahkemesi kararın gerekçesinde belirlilik ilkesine vurgu yapmış, güvenlik soruşturmasının ve arşiv araştırmasının nasıl ve kim tarafından yapılması gerektiği hususunda kanuni bir düzenleme bulunmadığına dikkat çekmiştir. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yönetmeliğinde düzenlemeler mevcuttur. Ancak Anayasa Mahkemesi bu hususun kanunla düzenlenmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Bahse konu iptal kararının, sonuçlanan veya devam eden ( derdest ) davalara etkisinin nasıl olacağı hususu önem arz etmektedir. Bu konuyla ilgili devam etmekte olan birçok dava mevcuttur.
Anayasa’nın “Anayasa Mahkemesinin Kararları” başlıklı 153. Maddesinde “ Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. Anayasa Mahkemesi bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez. Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez...İptal kararları geriye yürümez. Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” hükmü yer almaktadır.
Danıştay 4. Dairesi ’nin 09.05.2011 tarih ve E.2011/2546, K.2011/3384 sayılı kararında; Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğunun bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesinin, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği belirtilmiştir.
Yukarıda yer verilen karardan da anlaşılacağı üzere Danıştay’ın bu konu hakkındaki görüşü; Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kanun hükümlerine ilişkin iptal hükmünün hukuki sonuçlarının; söz konusu hükümlerin yürürlükte bulunduğu dönemlerde açılmış bulunan ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal kararı tesis edildiği dönemde halen derdest haldeki davalarda dikkate alınması gerektiği yönündedir.
Sonuç olarak; Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, ancak devam eden (derdest) davalarda iptal kararının hukuki sonuçlarının Mahkemeler tarafından dikkate alınması gerektiği görüşü hakimdir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarih ileri bir tarih olarak belirlenmiş olsa dahi iptal kararının Mahkeme tarafından dikkate alınması gerekmektedir.
Avukata Sor!